Güler

Güler
@Antidepresan_okumalar
%100 HUMAN
Sabitlenmiş gönderi
İnsanın kullandığı ilk alet ,başka bir insandır.
Sayfa 24 - Doğan Kitap
Reklam
İyiyle kötünün kıyamet gününe kadar sürecek olan ölüm kalım savaşı, insanlığın yediği en büyük kazıktı. Toplum düzeninin en kestirme yoldan sağlanması ve otoritenin daima ayakta kalması için atılması gerekmiş olan bir kazık.
Bana gereken bütün bilgiler, dünyanın bütün cahillerinin aydınlandığı yerde, yani internette saklıydı.

Reader Follow Recommendations

See All
Demokrasinin ilk evrelerini yaşıyorlardı. Seçime inanıyor, ancak kendi adayları kazanmadığı sürece sonucuna güvenmiyorlardı.
Ama zaten dünyanın bütün nefret suçları da simgesel temelli değil miydi? Kurbanlar katillerin gözünde her neyi simgeliyorsa, o yüzden saldırıya uğramıyorlar mıydı? Kişisel bir mesele değildi nefret suçu. Nesnel bir şiddetti. Kurbandan nefret etmek için, onu şahsen tanıyarak zaman kaybetmeye gerek yoktu. Havada uçuşan genel nefretten bir kaç doz koklamak yeterliydi.
Reklam
Mezhep savaşları da moda gibiydi. Yirmi yılda bir kendini tekrar ederdi. En azından Ortadoğu’da. Batı’da insanlar kendilerine yakışanı giymeyi çoktan öğrenmiş olduğundan, artık sadece fosil yakıtlar gibi asil renkler için kan döküyorlardı. Ancak Avrupa Parlamentosu ve Beyaz Saray'daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de savaşı evlerine sokmuyorlardı. Ama sonuçta onlar da insandı ve bütün insanlar gibi, benzerleriyle savaşmak için can atıyorlardı. Bunun için de birbirlerinin kulaklarına “Çıkışa gel!” diye fısıldıyor ve Batı medeniyeti sınırlarını artlarında bıraktıkları anda, başkalarının evlerinde boğuşmaktan geri durmuyorlardı. Dünyanın politik Greenwich’i olduğuna inandığı için sadece saatlerin değil, mevsimlerin bile kendisine göre ayarlanmasını isteyen ve herkesten de yarattığı bu iklimlere uygun kumaşlara bürünmesini bekleyen İsrail’in durumu tabii ki farklıydı. Çünkü İsrail, simsiyah kumaşlar içinde, kendi sisinden çıkıp etrafa Davut yıldızları fırlatan, nevrotik bir çöl ninjasıydı. Son olarak da Türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiçbir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bir genç kızdı.
Hem savaşlarda, düşmanın adı olmazdı! Düşman, düşman olarak bilinirdi! Çünkü bir adı olduğu fark edilince bir insan olduğu da hatırlanabilir ve savaş artık o kadar da soğukkanlı geçmeyebilirdi
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısı, derler ya. Doğmak da öyle işte. Ölmenin yarısı.
Dünyanın en çaresiz çocuklarına en büyük hayalleri kurduran, umut denilen o doğal felaketten nefret ediyordum!"
İtaat, iradesinden vazgeçen için, dünyanın bütün hatalarını yapabilme özgürlüğüydü!
Sayfa 223
Reklam
Eğer bilgi, kişinin ayağına kadar geliyorsa, mutlaka ona bir şeyler pazarlamak için üretilmiştir.
Sayfa 168
Vahşi olmak için doğdum,uygar olmak için büyüdüm,özgür olmak için öldüm.
Sayfa 28
Dayanılmaz olan tek şey , hiçbir şeyin dayanılmaz olmamasıdır.
Doğan Kitap
Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor.
"Eh!"dedi Artos ,"Muhammed'in müminlerinin dediği gibi Allah Büyüktür ve gelecek onun ellerindedir."
417 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.