Sir Apeiron Cerebrum
@ApeironCerebrum
Bildiriyorum. Kendi Everest’imin Kumbhu Şelale’sinde düştüğüm derin buzul çağlayanından; bazen de bir çölde kumulların üzerimde oluşturduğu bir barkanın altından…
Ölüyen Yürü
Yüksek Dağın Kuşu
Beynimin Kıvrımları
Dünya
40 okur puanı
Mayıs 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Sınırlarını baştan koymadığınız her şey zamanı geldiğinde, sizi, onu sevdiğinize pişman eder; kendinizden uzaklaşmanıza sebep olur.
“Oybirliği ile kabul edilen şeylerin güvenilir olmamasının nedeni, insanların saflığı ve, sahtekârların çok iyi bildiği gibi, bir konuda kandırılmalarının çok kolay olmasıdır. Üstelik çoğumuz her türlü ham hayalciliğe yatkın kişilerizdir. İnandığımız şeyler gerçeklerle uyuşmasa ve bazen inançlarımızı yalanlayan bir sürü kanıt bulunsa bile, yine de doğru olmasını isteriz.”
Sayfa 157 - ALFA
“Bir konu üzerinde anlaşan insanlar konunun uzmanı değilse, onların fikir birliğinin bir gerçeği yansıttığına inanmak için hiçbir neden yoktur!”
Sayfa 157
Okur Takip Önerileri
“Bilimde, çeşitli zihinlerin işbirliği yapmasının faydaları daha da fazla ‘ekip bilimi’ yapılmasını -çok yazarlı ekiplerin yazdığı, özellikle çok alıntılanan bilimsel yayınların oranının artmasını (Cacioppo, 2007)- sağlamıştır.”
Sayfa 296Kitabı okudu
“Araştırmacılar, kişilerin yalnız çalıştıklarında grup içinde çalıştıkları zamanlara göre daha fazla iyi fikir üreteceğini tekrar tekrar göstermişlerdir (Nijstad ve diğerleri, 2006; Rietzschel ve diğerleri, 2006).”
Sayfa 296Kitabı okudu
“Geniş beyin fırtınası grupları bilhassa verimsizdir. Sosyal kaytarma kuramına uygun şekilde, büyük gruplar, bazı kişilerin diğerlerinin emeklerinden beleşe geçinmesine sebep olmaktadır (Nijstad ve Stroebe, 2006).”
Sayfa 296Kitabı okudu
“İlk bakışta, erdemin “kötü bir şey yapmayı istememek”ten ibaret olduğunu düşünebilsek de daha incelikli bir çerçeveden baktığımızda, erdemli bir insanın da güçlü ahlak dışı dürtülere pekâlâ sahip olabileceğini, ancak bunları aşmak için yeterli fren gücünü de harekete geçirebildiğini görürüz. (Erdemli kişinin çok az sayıda “şeytani” düşünceye sahip olduğu ve bu nedenle de sağlam frenlere ihtiyaç duymadığı durumlar da olabilir. Ama böyle baktığımızda, şeytana uymamak için daha büyük bir savaş veren kişinin, ondan daha erdemli olduğunu söylemek de yanlış olmasa gerek.”
“Absürd yaşama başkaldırmak için yaşamalıdır insan; bu her ne kadar umutsuz bir çaba olacaksa da.”
- [ ] Amacınız mutluluk olduğu sürece, içinde bulunduğunuz süreçler esnasında, hayattan muhtemelen keyif alamazsınız. Öte yandan hedefi mutluluk olanın, sürekli, mutluluğunu engellediğini sandığı ve iddia ettiği bir günah keçisi vardır (Bir önceki sene, diğer kişiler gibi vb.). Ne hikmetse kendi düşünce sisteminin, kendi davranışlarını oluşturduğunu ve kendi davranış sisteminin algılarını şekillendirdiğini fark edemez. Mesele diğerlerinin nasıl olduğu değil, senin nasıl algıladığınla ve düşüncelerinin otokontrolünü nasıl sağladığınla ilgili! Bir insanın, hayvandan ayrıldığı noktadaki özelliğini işte bu noktada yordaması gerektiği kanısındayım.
Sir Apeiron Cerebrum
Sibernetik Düşünme: Karmaşık Sistemlerde Yönetimi Anlamak
“Asla toplumsal öğrenme sürecinin insan ilişkilerini sıkıca ören tek bir ağ olduğunu, kendi davranışlarımızın da kutuplaşmayı ve toplumsal ayrışmayı derinleştirmeye yol açtığını, böylece kendi dipsiz kuyumuzu kazdığımızı düşünmeyiz. Gayet eminizdir ki bizler soylu ‘hakikat’ davasını güderken, karşımızdakiler kasıtlı körlükleri yüzünden hakikati ne görebilmekte ne de görmek istemektedirler.” A. Halim Ergunalp
“Tarafsızlık aklın birbiriyle ilişkili özelliklerinin bir ağının oluşturulmasını gerektirir.”
“Nefret ettiğimiz kişilere haksızlık yapmak, nefretimizin ateşini körüklemek anlamına gelir. Tersinden söylersek, bir düşmana asil bir davranışta bulunmamız, ona duyduğumuz nefreti köreltmek demektir.”
“Kendini aşağı görme duygusu, başkalarından nefret etme kalınına girer ve bu kaymayı maskelemek için çok kesin ve ısrarlı bir çaba sarf edilir. Açıkça bellidir ki bunu yapmanın en etkili yolu, mümkün olduğu kadar çok sayıda, bizim gibi nefret eden insan bulmaktır. Bu noktada, genel rızaya başka yerlerde olduğundan daha çok ihtiyaç duyarız ve hatta ikna çabamız büyük ölçüde, başkalarına kendi imanımızı değil, sebepsiz yere duyduğumuz nefreti bulaştırmaya dayanır belki de.”
“Genellikle, bir şeyi sevdiğimizde o şeyi bizimle beraber sevecek müttefikler aramayız. Sevdiğimiz şeyi sevenleri rakip ve saldırgan olarak görürüz. Fakat bir şeyden nefret ettiğimizde hep müttefikler ararız.”
“Şimdiye kadar yeryüzündeki değişik halkların kültürel yaşamının kendi özgül kesinliklerini koruyam sınırlara odaklanmış olması, olsa olsa insanlığımızın henüz kendisiyle yüzleşmemiş olduğunu, insan olmak denen şeyi tüm bedenimiz ve ruhumuzla henüz üstlenmediğimizi gösterir.”
“İnsanın kendi doğasının işleyişini tanıma konusundaki kayıtsızlığını nasıl açıklayabilirim bilmiyorum, ama eğer Nietzsche insan olarak yaşamımızı sürdürmemizde canalıcı önem taşıyan bir konuya bunca kayıtsızlığımıza tanık olsaydı, hiç kuşkusuz o her zamanki ironisi ve alaycılığıyla yanıt verirdi: ‘İnsanca, pek insanca!’”