Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sefa Işık

Sefa Işık
@Apolitikokur
️Okul öncesi Öğretmenliği&Tarih Instagram: sefa.in.instagra.m
Öğrenci
Lisans
26 Mart
129 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Bazı kaynaklara göre Nazım Hikmet, bir gün Celile Hanım ile Yahya Kemal'i evde basmıştır. Bu olay üzerine Nazım Hikmet, Yahya Kemal'in cebine; "Öğretmenim olarak geldiğiniz bu evden babam olarak çıkamayacaksınız." yazılı bir kağıt koymuştur.
Sayfa 16 - YasonKitabı okuyor
Reklam
Granger durup Montag ile birlikte geriye baktı. " Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyecek bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak."
Sayfa 184 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
" Karım kitapların 'gerçek' olmadığını söylüyor." " Bunun için Tanrı'ya şükür. Onları kapatabilirsin,' Bir saniye bekle' diyebilirsin. Ona Tanrı rolü oynarsın. Oysa insanı bir televizyon odasına tohum attığında hapseden pençeden kim kurtarabilmiş ki? Seni istediği şekilde büyütüp şekillendirir! Dünya kadar gerçek bir ortamdır. Gerçeğe dönüşür ve gerçek olur. Kitaplar mantıkla alt edilebilir. Ama onca bilgime ve şüpheciliğime karşın, o inanılmaz oturma odalarında bulunan ve onların parçası olan, tam renkli, üç boyutlu, yüz kişilik bir senfoni orkestrasıyla tartışmayı asla başaramadım."
Sayfa 106 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ABD ve İsrail'e dini ve politik görevler yüklerler. Neden böyle görevler yükledikleri hem papazların hem de ABD devletini yöneten politikacıların ağzından şöyle aktarılır: - İsrail'e dini ve politik görevler yüklerler, çünkü 1948'de İsrail'in kuruluşunu İncil kehanetinin gerçekleşmesi ve bütün insanların ideal bir toplum olarak yaşamanın zevkine varacağı Mesihçi devrin gelişinin işareti olarak görürler. - ABD'ye görev yüklerler, çünkü bunlara göre şu anda ABD dünyanın en güçlü ülkesidir ve Hristiyanlığı temsil etmektedir. Kaldı ki, teolojik açıdan her Hristiyan, İsrail'i desteklemelidir. Eğer Hristiyanlığı temsil eden güç, İsrail'i koruyamazsa Tanrı nezdinde itibarını kaybeder.
Sayfa 102 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Bu hedefe ulaşmak için Hristiyanlık içindeki bazı yapılanmalar, tarikatlar "Hz. İsa'nın yani Mesih'in bir an önce gelmesi, son savaşın bir an önce gerçekleşmesi için yoğun bir çaba yürütülüp, ciddi propaganda yapmakta ve tüm dünyayı etkileyen politik eylemler/icraatlar gerçekleştirmektedirler. Bu yapılar arasında, Washington'da iktidarda çok etkin olduğunu belirttiğimiz ABD'deki " Armagedon'a inanan, Tanrı'yı kıyamete zorlayan" köktendinci/fundamentalist akım olarak bilinen Evanjelistler ve onlarla politik bir ittifak gerçekleştiren Neo-Con'lar vardır.
Sayfa 97 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ARMAGEDON'UN BASAMAKLARI
Peki kitabımızın başından bu yana aktardığımız Armagedon nedir? İşte bu sorunun yanıtını vermenin zamanı geldi. Kelime olrak Armagedon "Megiddo'nun Dağı" manasına geliyor. Bu bölge tarih boyunca insanlık tarihini değiştiren büyük savaşlara sahne olmuş. İncil'de bu savaşlarla ilgili bilgiler mevcut. Tarihçilere göre en az 30 tane büyük savaş Megiddo'da gerçekleşmiş.
Sayfa 95 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Tanrıyı Kıyamete Zorlamak
Bu çerçevede yanıtlanması gereken başka bir soru daha ve koyu muhafazakar Hristiyan inanca sahip Neo-Con'lar, neden Yahudi milliyetçilerine ait bir planı hayata geçirmekte bu kadar istekliydi? Bu sorunun yanıtını araştırdığımızda karşımıza şu sonuç çıktı: Amaçları, dünyayı ve bölgemizi " Kıyamet Savaşı" olarak da nitelendirilen Armagedon'a hazırlamak, hatta ötesine geçip, kendi ifadeleriyle "Tanrı'yı kıyamete zorlamak'tı.
Sayfa 88 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Bir Teo-Strateji Hedefi: ARZ-I MEVUD
Günümüzde en bilinen dini-politik hedef Musevi-Yahudi inanç ve politik sistemi içindeki Arz-ı Mev'ud'dur. Yani Türkiye'de bilinen ismiyle " Vaat Edilmiş Topraklar". Bu politik hedefin dayandığı dini metin olarak Tevrat'ın birinci kitabı olan Tekvin (Yaratılış) 15'inci bölümün, 18'inci ayeti gösterilir. Bu ayette Allah'ın İsrailoğulları'na " Ken'an Ülkesi" olarak bilinen toprakları vaadi vardır. Ayet şöyledir. " O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: ' Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları - Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını- senin soyuna vereceğim." Ayette geçen Avram, Hz. İbrahim'in Allah'ın ona İbrahim ismini vermeden önceki adıdır.
Sayfa 59 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Hepimiz maalesef önce karşımızdaki kişinin değişmesini bekleriz.
Her iki hükümet de SSCB'ye savaş ilan etmeden Finlandiya'ya 100.000 kişilik bir askeri kuvvet yollama kararı aldılar. Böylece Fransa ve Birleşik Krallık küçümsedikleri Sovyet ordusuyla ve SSCB'yle, Almanya'nın yanı başında savaşmayı göze almış oluyordu. Ancak Sovyet Rusya'dan çekinen İsveç ve Norveç, müttefik kuvvetlerin kendi topraklarından geçmesine izin vermediler. Bu ret, Müttefikler'in çok hazırlıksız oldukları sırada Sovyet Rusya'yla savaşa girmelerine engel olarak ağır bir tarihi hatayı önlemiş oldu.
Reklam
İntihar etmeden önce yanındaki generallere " Cesedimi Rusların eline asla vermemelisiniz, beni Moskova'da heykel yaparlar." demiştir. Rus güçleri içeri girip cesetleri bulduğunda ise diş kayıtlarıyla yapılan otopside teşhis edilen Hitler'in ve Eva Braun'un cesetleri, bir çeşit türbe haline gelmelerini önlemek için bir süre dolaştırıldıktan sonra, gizli Sovyet departmanı SMERSH tarafından Magdeburg'daki yeni başmerkezlerinde gömüldü. 4 Nisan 1970'de bir Sovyet KGB ekibi tarafından, Magdeburg'da bulunan SMERSH'in tesisinde bulunan mezardan Hitler ve Braun'un kalıntılarını çıkarılarak tamamen yakıldı ve külleri Elbe Nehri'nin bir kolu olan Biederitz nehrine döküldü.
24 Şubat 1920'de Alman İşçi Partisinin adı Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi(Almanca NSDAP) olarak değiştirildi. NSDAP'nın taraftarlarına komünistler ve sosyal demokratlar tarafından küçümseme maksadıyla kısaca "Nazi" ismi verildi.
Soğuk Savaş dönemi dediğimiz 50 yıl boyunca Türk-Rus ilişkileri maalesef öbür Nato ülkelerine göre en yoğun şüphe ve kapalılık içinde sürdü ve bunun çok olumsuz sonuçları oldu. Rusların değil turistleri, âlim ve uzmanları bile Türkiye'ye gelemezdi; hele Asya ve Volga cumhuriyetlerindeki Türk halkların Türkiye ile teması hiçbir şekilde mümkün değildi. İlişkilerin bu karanlık döneminde bu kavimlerin görüp dinleyebildikleri tek şair Nazım Hikmet'ti. Kim ne derse desin, onun Türkiye'yi Azerbaycan'a taşıdığı bir gerçektir.
Şimdi Doğu ne olmuştur? Bir kere Doğu Roma İmparatorluğu'nun sona ermesi, genelde Roma'nın mirasının Türkler tarafından alınması - İstanbul'un Fethi- Batı'da büyük bir problem yaratmıştır. İşte bu dönemde Bizans ismi ortaya çıkmıştır. 16. yüzyılın başlarında Hierronymus Wolff adlı bir Alman hümanisti, kendi başına çıkıp, bu imparatorluğa Bizans ve ahalesine de Bizanslılar demektedir. Bu uydurmadır... Çünkü küçük Bizans şehri bugünkü Sarayburnu noktasındadır. Bunu o topraklarda yaşayan insanların çoğu bilmezler, kendilerine Romalılar derlerdi. Ve nitekim Küçük Asya'yı onlardan alan Türkler de devlete "Roma İmparatorluğu" ve kişilere de "Rumi" demektedirler. Demek ki burada bir emperyal iddia söz konusudur ve Roma ve Rum ismi Hellen demek değildir. Bunu bilmemiz lazım . Bu bir üniversal imparatorluğun adıdır.
İstanbul'un adı 18. asırda, 3. Mustafa'nın emriyle İslambol'a çevrilmiştir bir müddet için. Hatta bu dönemin mezar taşı kitabelerinde, sikkelerinde, fermanların bile altında İslambol ismi görülmektedir. Sonradan bu terk edilmiştir. Tekrar Konstantiniyye ismi kullanılmıştır.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.