Mustafa ORHAN

Mustafa ORHAN
@AprinCorTiginn
Sıkı Okur
Ya Rab efsürdeem men-i na-ehl; Hadden ütdi humar-ibade-i cehl Koyma efsürde vü perişan-hal, Işk odundan bana hararet sal! Bezm-i ışık içre sun bana bir câm, Yek câmıb naksum ide temam Kılam âsâr-i ma'rifet ızhar, Ola miftah-i mahzen-i esrar; Ne şerâb o ki akli zâyil ide Ta'atünden gönülni gafil ide; Ola mutlak, fesad i din sebebi; Bula andan zevâl şer-i Nebi.
Reklam
Kısacası büyük müstehliklerin şehri, küçük müstahsilin şehri oldu.
Her İstanbul'lu az çok şairdir, çünkü irade ve zekasıyla yeni şekiller yaratması bile, büyüye çok benzeyen bir muhayyile oyunu içinde yaşar.

Reader Follow Recommendations

See All
Yeşil Türbe, Yeşil Cami der demez, ölüm muhayyilemizdeki çehresini değiştirir, "Ben hayatın susan ve değişmeyen kardeşiyim. Vazifesini hakkıyla yapan fâninin alnına bir sükûn ve sükûnet çelengi gibi uzanırım..." diye konuşur.
Hakikatte Selçuk rönesansı, vakitsiz bastıran kar fırtınaları altında yeşeren baharlara benzer.
Reklam
Erzurum Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakar.
Bu dağlar sadece adlarıyla memleketin her köşesinde bir nevi "semâvât" rüyası kurmuş gibidirler. Asırlar boyunca bu yaylalarda sürü otlatan, kışın günlerce süren kurt avları yapan, masal kızları bakışlı geyiklerin peşinde yolunu şaşıran, hulâsa hemen bütün seneyi yıldızlarla sarmaş dolaş yaşayan insanların rüyası.
Ve günün birinde bu toprağın yeni sahipleri içinden yetişen saf yürekli bir köylü çocuğu, Roma'nın zafer mabedi ve biraz sonra da Bizans bazilikası olan bu abidenin yanı başına muhacir bir kuş gibi yerleşti ve insanlara kadim imparatorluğun ayakta durmasını sağlayan hakikatlerin sırrını açtı. Bu ledünni hazların, ahiret saadetlerinin , kendisini sevgide tamamlayan ruhun , bir nur tufanı gibi iştiyakın, kendi derinliklerinde Allah'ı bulan bir murakebenin hakikati idi. Hacı Bayram eriştiği bu hakikatin şevkiyle: Bilmek istersen seni Can içre ara canı Geç canından bul anı Sen seni bil sen seni ! diye haykırır.
- Bırakmıyorlar... İyi ... iyi olamıyorum! diye kekeledim güçlükle.
O aralık tesadüfen aynada kendimi gördüm. Karmakarışık saçlarım, altüst olmuş sapsarı, haşin ,çirkin yüzümü son derece iğrenç buldum.
Reklam
Anlayışınızla övünüyorsunuz, ama bir yandan da tereddütlerle dolusunuz, çünkü kafanız işlediği halde kalbiniz ahlaksızlıkla kararmış; halbuki temiz kalpli olmayan kimsenin idraki tam değildir. Ya o yılışıklığınız, şımarmanız, kırıtmalarınız! Yalan, yalan, hep yalan!
Sayfa 42
İnsan medeniyete kavuşmakla eskisinden daha fazla kan dökücü olmamışsa bile, en azından daha kötü, daha iğrenç bir kan dökücü olduğu kesindir.
Charles Mismer adlı bir Batı'lı fikir adamı şöyle der: Hıristiyanlar alim olunca , Hıristiyanlıkla alâkaları kesilir. Müslümanlar cahil olunca İslâmiyetle alâkaları kesilir.
Sayfa 76
Mesela, onlar, bizim ülkemizde Türk olmayı ve Müslüman olmayı ve bu değerleri savunup yaşamayı bir "utanç konusu" haline getirmek istiyorlar.
Sayfa 71
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.