Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A.

Öyle bir lisan ki... Neye benzeteyim, bilmem?.. Konuşan bir ruh kadar güzel olsun, bütün kederlerimize, neşelerimize, düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerini, fikrin bin çeşit derinliklerine, heyecanlara, öfkelere tercüman olsun; bir lisan ki bizimle beraber grubun mahzun renklerine dalsın düşünsün, bir lisan ki ruhumuzla beraber bir matemin ümitsizliğiyle ağlasın. Bir lisan ki sinirlerimizin heyecanını arkadaşlık ederek çırpınısın...
Reklam
"İnsan, mutsuzluğunun da mutluluğunun da mucididir."
A. tekrar paylaştı.
"Bir yanım onu unutmak istiyor, bir yandan da bu evrende beni mutlu edebilecek tek insanın o olduğunu biliyorum." 🎬 500 Days of Summer • (2009)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
A. tekrar paylaştı.
“Bir şeyin güzelliği, onu seyredenin ruhunda gizlidir.”
David Hume
David Hume
Ve yeniden bir gece başladı; ikinci, korkunç bir gece, soğuk yıldızlarla bezeli mehtaplı bir gece; açık ve sonsuz bir sessizliğe gömülmüş gökkubbenin ıssızlığında ağır bir yalnızlık içinde inen gece.
Reklam
Her yeni düşünce, zor geçiren bir elekten damla damla akarcasına zihninin derinlerine ulaşırdı, ama yeni bir şey sonunda içine çektiyse, bunu inatla bırakmaz sımsıkı tutardı. Ne gazete, ne dua kitabı, hiçbir şey okumazdı; yazı yazmakta çok zorlanırdı, yemek tarifleri defterindeki eğri büğrü harfler tuhaf bir şekilde onun kütük gibi, her yerinden sivri bir şeylerin fırladığı kadınsı hatlardan nasibini hiç alamamış bedenini çağrıştırırdı.
Ama öylece durdum, ilerlemedim ve boşluğa kulak verdim. Artık ne kenti ne sokağı hissediyordum, ne sokağın adını ne de kendi adımı; burada yabancı olduğumu, tanımadığım bir yerde her şeyden müthiş bir biçimde arınmış olarak durduğumu duyumsuyordum yalnızca; hiçbir amacım, mesajım, bağlantım olmadığı halde çevremdeki hüzünlü yaşamı derimin altından akan kanım kadar yoğun algılıyordum. Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Yazmak sonsuzluğa mektup atmaktır, muhatabın sonsuzken, meşakkatin yüz gram mi olacak?
Huzurluyum diyorum da huzurlu filan değilim aslında, huzurlu olmakla ne alakası var? Vaziyetim aslında şu huzursuz değilim. Huzursuz olmamak huzurlu olmak değil ki. ...Huzursuz değilim işte, bunu biliyorum. Sebebi de basit aslında. Kendi hakkımda bir şey bilmiyorum ki huzursuz olayım. 'İnsan kendisini tanımaya başladıkça huzursuzlukla tanışır, insan kendisini kesfederken acıya dokunur.'
Evet, şu kaygı filan diyordum ya... Bunlar uyduruk galiba. Ben mutluyum. Mutluluk demesek... Huzurluyum ben. Kendimi hafif hissediyorum, insan kendisini hafif hissediyorsa huzurludur, herhalde öyledir, değil mi?
Reklam
Ben, beni tanımıyorum ama görüyorsunuz ya, siz de beni tanımıyorsunuz... Evet, bunu duvara bakarak söyledim. Duvarda ne mi vardı? Ben ihtimalleri. Bir balıkadam, bir doktor, bir reklamcı ve bir komi. Aynaya sığmazlardı, bu sebeple duvardalardı. Hangisi gerçek bendi, bilmiyorum. Hiçbiri de olabilirdi.
İnsanın kendini bilmemesi kadar kötü bir şey yok.. Haddini bilmeyene haddi bildirilir de kendini bilmeyene ne bildireceksiniz...
Adam, doğdu, yaşadı ve öldü. Adam, doğdu, yaşadı, çok acı çekti ve öldü.
204 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.