Aslında bu kitabı, yazarın kendisinin de belirttiği gibi kelimelerle değil resimlerle anlatmak gerek. Yunanlı Oidipus ile Cem’in oğlu Enver’in ortak yanları ve Cem’in Rüstemle olan benzerliğinin Oidipus’un babasına benzemesi çok enteresan bir hikayenin ortaya dökülmesine neden olmuş. Toplum nezdindeki baba ve anne karakterlerine, baskıcı ve medeniyet tanımayan insanların, birçok hayata dokunmaları bu kitabı daha da değerli kılıyor. Orhan Pamuk’a karşı önyargımın da kırıldığını söyleyebilirim. Ayrıca kitapta yazardan da parçalar bulduğumu, onun da yaşadığı bu toplumdaki birçok kusurdan muzdarip olduğunu gördüm. Bence kırmızı saçlı kadın, her Türk erkeğinin gönlünde geçen, ama asla evlenmeyeceği bir tipleme olarak yaratılmış. Bu kitapta en çok kırmızı saçlı kadının öyküsü beni etkiledi.