Heidegger'in filozoflar ve teologlar (ilahiyatçılar ve özelinde kelamcılar) hakkındaki "imansız dindarlar" tanımı düşünce tarihindeki en değerli tanımlardan biridir. Aslında inancı akla taşımak veya taşımamak inancın doğasından mıdır yoksa tarihsel olarak insan aklının getirdiği bir zorunluluk mudur tartışılır. Fakat şu var ki, dini alanda akılcılık bir maske de olsa onu benimseyip takmalıyız. Eğer metni hiçbir tevil'e, akıl yoluna koymadan direkt olarak okursak anakronizm dolu bir dini şiddet ortaya çıkar. Kendinden başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan bir dini yorum da ezelinden beri insanlığın başına bir beladır. O yüzden inanç sahipleri daima akli olana yönelmelidir.