ŞİMDİ ANLADIK MI?
● Aslında evimizin çok küçük olmadığını,
● Yuvamızın çok soğuk olmadığını,
● Yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çok da önemli olmadığını,
● Yemeğin tuzu, salçası az olunca da karın doyurabileceğiniÖve öve bitiremediğiniz telefonunuzun, arabanızın modelinin,
● Yazlığınızın, terasınızın çok önemli olmadığını,
● Milyonlarca liraya alınan konutun belki de mezarınız olabileceğini,
● Üstünüzdeki montun, ayağınızdaki botun yağmurdan yaştan korumasının yeterli olduğunuÜşümeyelim diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini,
● Sıcak bir çayın, Çorbanın, taze ekmeğin nasıl da güzel bir ikram olduğunu,
● Kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktinizin olamayacağını,Kaçırdığınız trenin, vapurun dolmuşun arkasından telaş yapmanın ne kadar gereksiz olduğunu,
● Nerede nasıl yattığınızın değil de, nerede, ne halde nasıl uyanacağınızı
● Bu afetler, felaketler, hep ders olmalı, unutulmamalı,Zenginliğin, malın mülkün ve makamın emanet olup asıl insanlığın kalıcı olduğunu,
● Sevdiklerinizin kıymetini bilin kalbini kırmayın,
● Yediğinizi içtiğinizi israf etmeyin, emanet olan hayatımızı, canımızı, ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değilYaptığınız işin, imalatın ya da mesleğinizdeki sorumluluğun, insan hayatına nasıl da olumsuzluklar yaşatabileceğini, ölümlere sebep olabileceğinizi,
Demem o ki namuslu şerefli vicdanlı yaşamak çok kıymetli...Dinimizin aslı ahlak iken içini boşaltıp şekline taptılar.
Hz. Muhammed sav;
" Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim" demişken dinimizi bu günkü haline getirenler utansın