"Sevgili geçmişim
Sana gelecekten yazıyorum... Başardın mı, başarmadın mı bilmiyorum. Girdiğin, ortasında titreye titreye yürüdüğün, belki de karşıda denizi gördüğün, çiçek kokularıyla ilerlediğin o uzak yolda mısın hala, denize yaklaştın mı bilmiyorum. Yoksa bir ara sokağa mı daldın, kayıp mı oldun, hiçbir fikrim yok. Şimdi nerdesin, kimlerlesin, çok daha önemlisi sen şimdi kiminlesin bilmiyorum. Bir şehrin tren garından bindirdim seni çok uzağa git diye, bir sonraki durakta inip herşeyi terk mi ettin, inan bana tahmin edemiyorum. Ne yaptın, nerelerdeydin, kimle, kimlerleydin bilmiyorum. Tek bildiğim bilmediğim bir yerlerde, bilmediğim biriyle olduğun, bilmediğim bişeyler yaptığın.
Sevgili geçmişim, unuttun mu, biz seninle neler neler inşa ettik sadece hayatta kalabilmek için? Ne engelleri aştık, nelere direndik, kaç yoldan sürüne sürüne geçtik... Birbirimize ışık olduk. Sen benim ışığımdın, ben senin. Kaç karanlığı deldik ışıklarımızla, ama merak etme, biz her zaman bir yolunu bulur ve o ışıkları tekrar yakarız. Değil mi? Çünkü biz karanlıktan korkanlarız ve bunu söylemeye çekinmeyecek kadar cesuruz. Karanlıktan korktuk ve birbirimizi bulduk. Işık olduk... Ben her daim burdayım, karanlığını aydınlatmaya hazırım...
Geçmişinin, geleceğinin ve şimdinin seni doğru yolda tutması dileğiyle....