Askeri Sosyoloji

Subaylar İnönü'yü Sevmiyordu
Subaylar,İsmet İnönü'yü sevmiyorlardı.Türk Ordusunun bünyesi bu tip bir idareciyi sevmeye müsait değildi.Ona,gördükleri yerde,selam vermekten bile kaçınıyorlardı.Hatta zaman zaman albaylar,yarbaylar,İsmet İnönü ile karşılaştıklarında ona arkalarını dönüyorlardı.
Reklam
İkinci İhtilal Teşebbüsü
İhtilal birlikleri genel anlamada dağıldıktan ve yeni bir emre kadar faaliyetlerine son verdikten sonra da bazı gruplar aralarında toplantılar yapmaya devam ettiler... ben toplantılarına ara vermeyen bir gruptaydım.Rütbem her ne kadar yüksek rütbeli bazı zevatın da devam ettiği çalışmalara katılmaya fırsat vermeyecek kadar küçük idiyse de ,ben gene onlarla çalışma imkanlarını temin etmiş arkadaşlarım vasıtasiyle yapılan çalışmalardan haberdar olabiliyordum.Bir an geldi,Ankara,İstanbul,Konya ve diğer bazı iller arasında mekik dokur hale geldim.
İkinci İhtilal Teşebbüsü
Üç ayrı tarih üzerinde anlaşma olmuş,bu tarihlerin ilki ile sonu arasında harekatı geciktirecek sebepler tesbit edilmişti.Bunların dışında,harekat durmayacak ve geri kalmayacaktı. Harekattan son anda vazgeçildi.İkinci cihan harbi tahribi devam etmekte ve neticeleri,daha büyük acılara,zayıf iktisadi bünyeli memleketleri ıstıraplar içinde bırakmaktaydı. Açlık önlenemez olmuştu.Hem asker açtı,hem sivil halk açtı.Karnı ve sırtı pek olan yalnız milli şef ve etrafındakilerdi. Nihai bir toplantı yapıldı.Daha evvel Konya'da da böyle bir toplantı yapılmış ve teşkilatın hareket emri beklediğine dair haber,merkeze iletilmişti.Ancak merkez,bir türlü memleketin idaresini ele almak kararını veremiyordu.Bunun büyük sebebi İkinci Cihan Harbi ise,onun kadar şiddetli olan öteki sebepleri de,milli bünyenin uğradığı tahribat idi. (...) Halk,kendi arasında huzursuzdu. (...) Velhasıl yapılan devamlı toplantılar sonunda,merkez ihtilal kadrosu üyeleri,sivil iktidara son bir müddet daha verilmesinde fikir birliğine vardılar.Ve varılan bu karar Ankara'dan öteki gruplara hemen iletildi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İkinci İhtilal Teşebbüsü
İşte bu sırada E.T. ,Erkan-ı Harbiye Dairesi Başkanı oldu.O zamana kadar kendisiyle gizli gizli temas etmekte olan subaylar,toplanarak bu defa aşikar olarak kendisini makamında ziyaret ettiler.Toplantı çok ateşli geçti.Subaylar,General E.T.'ye özetle şunları söylediler : '' Artık ne yapacaksanız yapınız.'' Bu müracaat üzerine ,ihtilal grupları,ciddi bir çalışma devresine girdiler.Bu çalışmaları Ankara ve İstanbul'un dışına da yayıldı.Ve bu devre içinde bilhassa Konya'da,çok mühim darbe-i hükümet planlama toplantıları yapıldı.Ankara'daki grubun elinde bulunan subaylar,muhtelif sebep ve bahanelerle Konya'ya gönderiliyor,oradaki arkadaşlarla temas etmeleri sağlanıyordu.Konya'dan diğer illere de giden subay arkadaşlar vardı.Bir gün geldi ki,bütün Türkiye'de,ihtilal ağı tamam oldu.Ankara'da sabah söylenen bir söz,ihtilal ağı tarafından daha güneş batmadan aynı gün Erzurum'daki arkadaşlara ulaşıyordu.Teşkilat saat gibi dakik çalışmaktaydı.Türkiye'nin kaderi yeni bir istikamet almak üzereydi.Planlar tamam ve bu planların tatbikinde görevli subayların hazırlıkları ciddiydi.
Ülkenin genel durumu
Tayinleri,onları meşakkat bölgelerine sürüklüyordu.Askerlerin aileleri,bu uzun ve bitmek tükenmek bilmeyen tayinler içinde facialardan kıyametlere yuvarlanıp gidiyorlar,subay çocukları okulsuz,karıları bütün imkanlardan uzak kalıyorlardı.Subaylar çok zaman gittikleri yerlerde, ekmek alacak bir ekmekçi,sebze alacak bir manav bile bulamıyordu.Ben,böyle bir bölgeden,yürüye yürüye Ankara'ya geldim.Bu bölgelerde dolaşmanın,oturmanın yalnız bir faydası vardı: Görmek.Subaylar her gittikleri yerde,memleketin içinde bulunduğu bir başka dertle tanışıyorlar ve onunla,orada yaşadıkları müddetçe boğuşmak zorunda kalıyorlardı.
Reklam
Reklam
Geri16
103 öğeden 91 ile 103 arasındakiler gösteriliyor.