Onun yüzüne bakmak ve sesini duymak yaşadığımı hissediyordum.
Güzel miydi?
Evet, güzel olmasına güzeldi ama bu o kadar önemsiz bir ayrıntıydı ki benim için.
Başına bir şey gelse, yüzü değişse, hatta çirkinleşse bile ona olan duygularım değişmezdi.
Güzellikten çok daha farklı bir şeydi beni ona vurgun kılan.
Anlatılamaz, dile söze gelmez bir şey ;bir hava, bir tavır ,sesindeki ince bir kırılma, dudaklarının kıyısındaki hafif bir gölgelenme,gülerken çenesinde oluşan küçük çukur.
Bunların hepsi, hepsi çok güzel şeylerdi.
Daha da önemlisi ruh ikiziydik.
Ömür boyu içinden çıkılmayan ,her anın lezzetiyle dolup taşan bir sığınaktı, birbirimizde bulduğumuz....