Aksinya

Bu, ayakkabısında taş varmış gibi,yürürken insanın canını acıtan somut bir sızıydı.
Reklam
Her yıl mart ayında, paçavralar içinde bir çingene obası köyün dışına çergilerini kurar, boru ve dümbelek şamatası içinde yeni icatların çığırtkanlığını yaparlardı.
Gözlerini ocağın yalımlarına dikti. Uzun kirpikleri yanaklarını gölgelemişti. Terli, domur domur yüzü pespembeydi. Dudakları nar çiçeği kırmızılığında, ateş billurundaydı.

Reader Follow Recommendations

See All
Çalı yalımı başka olur. Bir anda değilse de çabucak yanar geçer. Çalı ateşi yaktın mıydı, yanında çok çalı bulunduracaksın, sönmeye yüz tutar tutmaz bir tutam çalıyı ateşe vereceksin.
Uzakta, kar altındaki köyün her evinin bacasında,göğe doğru ışıklı bir maviye batmış bir duman süzülüyor,dumanlar usulca doğuya doğru dalgalanıyordu.
Reklam
Reklam
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.