Acımak, Çalıkuşu kitabından sonra okuyacağım 2. kitabıydı Reşat Nuri'nin. Çalıkuşu' mi çok severek okumuştum. Bu kitapta da aynı şeyin olacağına emindim ama bu kadar fazlasını tahmin etmiyordum.
Kitabı okumaya gece 12 de başladım ve sabaha kadar elimden bırakamadım. Mürşit Bey'in hikayesini ve yaşadıklarını öğrenme isteği uyumama engel oldu.
Kitapta Mürşit Bey'in yaşadıklarını, yazdığı hatıra defterinden okuyoruz. En baştan itibaren düşüncelerini, ideallerini, amaçlarını belirtmiş. Yer yer o kadar üzüldüm ki "Bir adam nasıl böyle fena şeyler yaşar da yine de susar?" diye sormadan edemedim kendime.
Reşat Nuri dönemin yaşamına, bozuk düzenine, dürüst ve adaletli olmayan yöneticilerin yaptıklarına ilişkin bilgiler de veriyor okuyucuya .
Çok akıcı, sürükleyici, merak uyandırıcı ve insanın içine işleyen bir kitaptı. Son cümlesine geldiğimde artık kendimi tutamamıştım. Beni ağlatan nadir kitaplardan biri oldu. Mutlaka herkesin okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum.
"Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti." ( Sayfa: 101)