Atlas Say Cesur

Atlas Say Cesur
@Atlassay
7 reader point
Joined on September 2022
Türk aydınları dili arıtırken sadece İstanbul Türkçesiyle yetinmek zorunda kalmışlar, 1930'lara kadar Anadolu'nun zenginliğinden pek o kadar haberli olmamışlardır. Cumhuriyetten sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün hızlandırmasıyla geniş bir dil çalışması, Anadolu'ya bütünüyle dönüş başlatmıştır. Bu yıllara kadar şiir, roman yazan birçok yetenekli kişi çok yoksul bir dille yazmak zorunda kalmışlardır. Bunların en yeteneklileri Nâzım Hikmet'in ilk şiirlerindeki dil epeyce yoksul bir dildir. Anadolu diliyle, bu aydınlar içinde, ilk ilişki kuran, o dilin zenginliğinin farkına varan Nâzım Hikmet'tir. O da hapishane yüzünden olmuştur. Nâzım Hikmet, uzun süren hapisiğinden dolayı, hapishanede Anadolu halkıyla, onun diliyle karşılaşmış, onlarla kaynaşmıştır. Onun ilk başeseri "Şeyh Bedrettin Destanı" Anadolu halkıyla karışmasının ilk ürünüdür. Büyük Anadolu halk şiirinin, dilinin belli belirsiz damgasını taşır. Nâzım Hikmet, hapishanede halkla aşılanmıştır. Bu aşı onun dilini, kültürünü geliştirmiş, başeserler yazmasına sebep olmuştur.
Sayfa 100 - YKYKitabı okudu
Reklam
Hep düşünüyorum, halk aşısı almış Nâzım Hikmet gibi bir şairi şimdi yetiştirebilir miyiz? Bunda çok karamsarım. Bir batı öykünücüğülüdür almış başını gidiyor. Batı kültürünü özümsemek başka, batı kültürünün maymunu olmak başka. Biz, iki yüz yıldır batıya öykünüyoruz. Bunun için de yaratamıyoruz. Mustafa Kemal çağında kendimize, kültürümüze bir dönüş başladı. Biz o çağda büyük bir kültür tortusuna sahip olduğumuzu anladık. Kendi halk değerlerimize kavuştuk. İşte o zaman büyük Nâzım Hikmet, yeni yazarlar topraktan fışkırırcasına terütaze fışkırdı. Resim geleneği olmayan bu ülkeden Abidin Dino, Arif Dino, Fikret Mualla, Avni Arbaş gibi büyük usta ressamlar çıktı. Şimdiyse bu kültüre de, temelimize de sırtımızı döndük. Böyle giderse, bütün yaratıcı kaynaklarımız kuruyacak, biz yaratma gücünü yitireceğiz.
Sayfa 141 - YKYKitabı okudu
Servetin ne denli güç getirdiğini ancak acı çekenler kabul eder, çünkü mutlu insanlar bütün başarılarını basirete ya da yeteneğe bağlama eğilimindedir.
Sayfa 72 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Tartışmadaki savlar da ordular gibidir: Güçsüz olan taraf, düşmanına olduğundan daha çokmuş ve daha güçlüymüş gibi görünmek için sahte ışıklar saçar ve büyük gürültü yapar.
Sayfa 70 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
— “Sen felsefeyi bırak, yine Tıp fakültesine dön,” diyordu Mister Joe, “orada tabiatın kanunlarıyla daha yakından temas edecek ve kendini daha iyi anlayacaksın. Tıpta doktor, felsefede hasta olursun.”
Sayfa 149 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Reklam