Bütün insan özelliklerine sahibim. Et, kan, ten, saç. Ancak belirlenmiş tek bir duyguya sahip değilim. Hırs ve iğrenme dışında. İçimde korkunç bir şeyler oluyor ama nedenini bilmiyorum.
"Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir. Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır."
Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin özelliği hakkında söz söylemekten kaçtığımız hâlde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?