Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neslihan Esmer

Sabitlenmiş gönderi
'Gözlerini mucizelerle doldur, hayatı on saniye sonra ölecekmişsin gibi yaşa'
Reklam
Neslihan Esmer

Neslihan Esmer

, bir kitabı okumaya başladı
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho
8.2/10 · 78,1bin okunma
Neslihan Esmer

Neslihan Esmer

, bir kitabı okumaya başladı
Martin Eden
Martin EdenJack London
9.1/10 · 92bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Son Endülüslü
Son EndülüslüAhmed Emin
9.4/10 · 224 okunma
Avrupalı yazarlardan Gustave Le Bon; soruşturma mahkemesinin vahşet sınırlarını, Müslümanların karşılaştıkları zulüm ve işkencenin boyutlarını anlatırken "Arap medeniyeti" adlı kitabında şöyle der: Galip gelen Hristiyanların yenilen Müslümanlara karşı yaptıkları zulüm ve işkence kıssalarını korkudan tir tir titremeden okumamız imkansız. Hristiyanlar onları zorla vaftiz edip Engizisyon Mahkemelerine teslim ettiler. Engizisyon mahkemeleri de onların büyük bir bölümünü diri diri yaktı. Kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere Rahip (Hayimi) Belida, hâlâ İseviliğe bağlanmayan tüm Arapların başlarının kesilmesini önerdi. Üç milyon Arab'ın öldürülmesi veya sürgün edilmesi bu şekilde oldu."
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
O odalarda hala zincirli olan insan iskeletlerini gördük. Mahkumlar; erkekler ve kadınlardı. Yaşları ondört ile yetmiş arasıydı. Ölmeye ramak kalmış bazı sağ mahkumları kurtarabildik. Bazısı gördüğü aşırı işkenceden dolayı delirmişlerdi. Mahkumların hepsi çırılçıplaktı. Askerlerimiz elbiselerini çıkarmaya ve onlarla bazı mahkumları örtmeye mecbur kaldılar.
Sayfa 127Kitabı okudu
Sonra yerin altına doğru uzadıkça işkence ve bedenleri parçalayan odalara yöneldik. Oralarda hayatım boyunca korkuya boğan, tüylerimi diken diken eden ve tiksinmeme neden olan manzaralar gördüm. İnsan boyunda tabutluk odalar gördük bazısı dikey, bazısı yatay şeklindedi. Dikey odaların mahkumu zindan hayatı süresince o tabutluk odada ölünceye kadar ayakta bekler halde dururdu. Yatay odaların mahkumu ise ölünceye kadar orada uzanmış olarak kalırdı. Cesetler ise çürüyünceye kadar dar hücrede beklerde etler kemikler dökülür ve kurtlar onları yerdi. Cesetlerden yayılan kötü kokuların sirkülasyonunu sağlamak için dışarıya doğru küçük bir hava deliği açmışlardı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Evraklarda şunlar yazılıydı: "Aile maruz kaldı ağır işkencelere rağmen diğer Moriskolar hakkında bir bilgi vermedi. Tahta masalara bağlandılar. Ayakları domuz yağı ile yağlandı. Bunun akabinde acılarının artması için ayaklarının altına yanan meşaleler konuldu. Ancak tüm bunlara rağmen ağızlarından bir kelime dahi çıkmadı. Sadece sorgu hakimlerinin manasını anlamadıkları Arapça bir söz çıkıyordu..." O Arapça sözü de olduğu gibi yazmışlardı. إلهي أنت ملاذي (İlahi! Ente mülazi!) "Ey Allah'ım! Sığınağım, ancak sensin."
Sayfa 110Kitabı okudu
Bu şok sürpriz, korkunç bir acıydı. Zira muhbir kadın annemin arkadaşıydı. Rosario'nun aileme karşı yaptığı ihbar şöyleydi: "Onları akşam yemeğine davet ettim. Sofraya domuz eti ve içki bıraktım. Ancak onlardan hiçbiri domuz etine ve içkiye yaklaşmadı. O vakit kalbime şüphe düştü. Aileyi gözetlemeye başladım. Nihayet şüphelerinden emin oldum ve ilgili mahkemeye itina ile ihbarda bulundum." Mahkeme de ailemin Müslüman olduğunu tespit etmiş ve olan olmuştu.
Sayfa 110Kitabı okudu
-İslam dini, Endülüs'e girdiğinde herkes aynı yerde tam bir güven içinde yaşadı. Dininden dolayı kimseye zulmedilmedi. İslam'ın hüküm sürdüğü sekiz asır boyunca Hristiyanlar kiliselerinde ve inançlarında emniyet içinde oldular. Bu süre zarfında hiçbir Hristiyan kendi dinini terk etmeye zorlanmadı. Ancak bizim hükmümüzün son bulmasından sonra onların kalplerine taassup ve kin hakim oldu. Biliyor musun niçin Ey Ali?! dedi. Benden bir cevap beklemedi. Devam edip: Çünkü onlar bizim gibi hoşgörülü olamıyorlar evladım. kinlerinin sebebi, içlerinde bu ruhu meydana getirememeleridir. Bizim yönetimimiz, ümit ve hayat yönetimiydi. Onların yönetimi ise korku ve endişe yönetimi...
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Her şeye sahip olsan bile dinini kaybettiğin zaman hayatın bir manası yoktur. Bu hayattaki her şeyi son bulacak, sadece dinin kalacak. Din, hayatın anahtarıdır. Ecdadımız ona yapıştığında her şeye sahip oldu. Onu bıraktığında ise her şeyini kaybetti. Onların yolculuğunu biz tamamlayacağız evladım! Ya anahtara yapışıp yeni bir şeref dikeriz ya da onu bırakıp bizden öncekilerin yok olması gibi yok oluruz.
Öyle ki, sadece üzülmek için yaratıldığımı sandım. Hüzünden bir pınara dönüşmüştüm. Dünyanın tüm acı ve kederinin isabet etmesinden sorumlu bir pınar...
Başka bir kişilik arkasında gizlenmiş olarak hayatını yaşamayı hiç denedin mi veya göğsünde taşıdığın duyguların tam tersini söylemeyi?.. Rüyalarımda dahi İslami bir kelimeyi telaffuz etmekten korkuyordum.
Karanlık çöktüğünde ve her tarafı sessizlik kapladığında Kur'an'dan ve hadislerden ezberlediklerimi tekrar etmeye başladım. En korktuğum şey, ezberlerimi unutmam ve bundan dolayı İslam ile olan bağımın kesilecek olmasıydı. Tıpkı çoğu kimselerin başına geldiği gibi
9 yaşındaki bir çocuğun (Ali Bediyye) yaşadıkları
Küçük yaşıma rağmen bu manzara yüzlerce defa görmüştüm. Moriskolardan nicesini burada diri diri yakmışlardı ancak bu sefer yakacakları kimseler, ailemdi. Barbar topluluk; ailemin çığlık atmasını, yalvarmasını ve merhamet dilemesini isteyerek tüm kuvvetiyle böğürüyorlardı. Moriskoların çığlığı ve yalvarışları, bu barbarların aldığı en büyük lezzetti. Fakat onlardan herhangi bir çığlık veya merhamet isteği duymadım. Ateşte yakmaya hazırlamak için cellat onları ahşap direğe bağladı. Mekana ürkütücü bir sessizlik hakim oldu. Onların çığlıklarını duymaya beklentisi ile sinelerdeki nefesler tutuldu. Ancak işlerinden hiç kimse bir kelime dahi söylemedi ve onlardan herhangi bir elem hissi dışarıya yansımadı. İşittiğim her şey babamın sesiydi. O da şöyle haykırıyordu ateşte yanarken: -Mutlak Galip olan ancak Allah'tır. O, ölümsüz olan Hayy'dır.
Soruşturmanın neticesinde sunulan rapora göre ben bir İseviydim. Kilisenin vazifelerine dikkat ediyor ve ailemin yaptıklarından bir şey bilmiyordum. Derken mahkemenin hükmü geldi verilen karara göre ailem yakılarak öldürülecek, ben de orada kalmak üzere en büyük kilisede bulunacak ve Hristiyanların dinini öğrenecektim. Ailem sorgu hakimlerinin eliyle dört gün boyunca vahşi bir işkenceye tabi tutuldu. İşkenceciler onlardan diğer Moriskolar hakkında bilgi almak istiyorlardı ancak hiçbir şey konuşmadılar.
417 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.