Ay Kutluk

Ay Kutluk
@AyKutluk
Bir kitaptan oldukça fazla alıntı paylaşıyorum. Bu durumdan rahatsız olabilecek kullanıcıları önceden uyarır, beni takip etmemelerini öneririm.
Benim anladığım milliyetçiliğin şovenlik, taassup ve gericilikle hiç bir ilgisi yoktur.Kendi milletimi sevmem ve varlığınü müdafaa etmem başka milletleri hakir görmem için bir sebep değildir."
Sayfa 8
Reklam
"Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafi, tarihi ve sosyal şartlar bana milliyetçiliği kendisinden vazgeçilmez bir fikir, hatta iman olarak gösterdi. Bilhassa İkinci Dünya Savaşından sonra, Rus Bolşevizminin Türkiye'yi tehdit etmesi bu inancı daha fazla kuvvetlendirdi. Cumhuriyet'in başından beri, Türkiye'ye şekil veren ana fikirlerden biri milliyetçilik, ötekisi, parlemento ve hürriyet fikridir. Bunlar mahiyetleri icabı Rus Bolşevizmine ve bir diktatörlük rejimi olan komünizme zıttırlar.
Sayfa 8
Ferman faydalı, nizami kanunların yapılacağını, rüşvetin yasak olacağını, Müslüman ve Müslüman olmayanlara eşit olarak uygulanacağını bildiriyor ve Avrupa devletlerinin bu belgeye tanık olmaları için kendilerine resmen bildirilmesini öngörüyordu. ... Ferman'ın Avrupa devletlerine resmen bildirilmesi Ferman'ın uygulanmasında onların da
Sayfa 30

Reader Follow Recommendations

See All
"1834'te Harbiye (Harp Okulu) kuruldu. Daha sonra 1859'da Batı örneğindeki üçüncü yüksekokul, Mülkiye kurulacaktı. Bu üç okul ve onu izleyen diğerlerinden mezun olanlar, Osmanlı-Türk çağdaşlaşmasının önderliğini yapacak, 'taban'ını oluşturacaklardı. II. Meşruti yet devrimini bu gibi okul mezunlarının (mekteplilerin)
"Osmanlı-Türk toplumunun Batılılaşmaya, çağdaşlaşmaya, ya da modernleşmeye kesin adım atması Tanzimat ile olmuştur. Bu aynı zamanda insan haklarına, hukuk devletine, özgürlük ve demokrasiye doğru atılan bir adımdır. Bana göre Türk toplumunun ortaçağdan çıkıp yeniçağa geçişidir. Tanzimat'ı ele almadan önce o noktaya nasıl gelindiğini ana çizgileriyle anlatmaya çalışacağım. Islahat denilen düzeltimler (reformlar) Lale Devri'yle başlayıp 18. yüzyıl boyunca sürmüştür. Ama bunlar zayıf hareketlerdi. Örneğin mühendishane adıyla açılan kurumların (III. Selim döneminde açılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun dahil) gerçekte okul değil, kurs gibi oldukları anlaşılıyor. Asıl ıslahatın başlaması 1789'da III. Selim'le birliktedir. Bir yandan bu padişahın kişisel olarak düzeltimden yana olması, bir yandan 1789 İhtilali'nin Avrupa'da doğurduğu büyük sonuçlar ve altüst oluşların önceleri zayıf da olsa yansımaları bunu sağlamıştır."
Sayfa 22
Reklam
Reklam
101 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.