Kütüphaneden rastgele seçtiğim ama beni oldukça tatmin eden bir kitaptı.
Kurgunun anlatım şekli ve olayların veriliş sırasıyla, karakterlerle birlikte okuması zevkli bir kitaptı benim için. . Kitapta Tessa'nın bir günümüz bir de 1995'te yaşadıkları ile bir bölüm geçmiş bir bölüm günümüz şeklinde ilerliyor. Ama kafa karıştırıcı şekilde değildi benim için.
Tessa 17 yaşındayken kendini ölü bir kız ve diğer kızların kemikleri ile birlikte bir tarlanın ortasında güneş çiçeklerinin üzerine bırakılmış olarak bulunur. Başarılı bir koşucu olan Tessa olay gününe dair 32 saati hatırlamamaktadır. Yaşadığı korkunç olay yüzünden terapi almakta ve bir yandan dava süreci yürümekte. Diğer yandan Tessa kızı Charlie ile normal bir hayat sürmeye çalışırken zanlı olarak hapiste olan Terrell'ın infaz edileceği gün yaklaşmakta. Öte yandan Terrel yetersiz kanıtlarla alelacele içeri tıkılmış biri ve onun suçsuz oldu una inanan insanlar var. Tessa'nın yatak odasının penceresinden görebilecek şekilde ekilen güneş şapkası çiçeklerini de ekmiş olmasının imkanı yok.
Kitabın sonunu okuduğumda hem olayı hem de sonraki 17 yıldır yaşadıkları için gerçekten üzücü. Sürekli diken üstünde kafasının içinde taşıdığı diğer güneş şapkası çiçeklerini sesleri... Üstelik genç kızının neredeyse onun kendini güneş şapkası çiçeleri üstünde bulduğu yaşlarda olmasıyla koruma iç güdüsü...
Katil ile ilgili kesin bir fikrim vardı aslında. Son bölümlere kadar da o olduğunu nasıl bulacaklarını okumayı bekledim. Ama gerçekten beklemediğim yerden geldi. Ve şahsen böyle kurguları çok severim.