Ayfer Gallenkuş

...insan yangın yerine ister yakın ister uzak olsun, alevlerle ısınabilirdi. İlâhi ateşle aramızdaki mesafe ise, metreler ya da millerle ölçülemezdi. Ancak, kalbin merhamet ve saflığı ile ölçülebilirdi...
Reklam
"Mesele, insanın potansiyeli meselesi," dedi Şeyh, "hiç kullanmadığı potansiyeli. Önünde ölüm - kalım meselesi yoksa bunun farkına varamaz."
Buradan çıkarmam gereken asıl ders, aslında bir derviş sözünde gizliydi: "Ölüm ölür, hayat yaşar." Çiçek yaşamak istiyordu. Kendimi çiçeğin yerine koyduğumda bunu anlayabiliyordum; çiçeğin yaşaması için ne yapmam gerekir, ölmek üzereyken elimden ne gelir, bilmiyordum. Ne yapılabilirdi? Ne yapmalıydı? Şeyh'ten ne öğrenebilirdim? Çözüm basitti aslında: Köklere inilmeliydi. Bir tarafta ebedî yaşama isteği, diğer tarafta nasıl ebedî yaşayacağını bilememe, dünya üzerindeki insanların en büyük problemi olmalıydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamın akışının gizemine ve muhteşemliğine inanıyorum. Kadere inanıyorum. " Sen elinden gelenin en iyisini yapmaya devam et, kaderinde varsa olur," diyorum. O bakımdan içimde bir sakinlik, huzur var.
İçimizdeki Özü Nasıl Buluruz?
İçime baktığımda bir şükür duygusu hissediyorum. Derinlerden gelen bir his bu. Kendimi hayattan kopuk ve yalnız değil, büyük bir "biz"in anlamlı bir parçası hissediyorum.
Reklam
Reklam
Reklam