"Saat 09.35 .Derse başlayalı daha beş dakika oldu .Kötü gidiyor .Bu ders, bugün, bu iş .Hepsi kötü gidiyor .
Belki de öğretmenlik yapmak benim için yeni bir başlangıç değildi .Hayal kırıklığı dizisinin en yenisiydi belki..
"Hâlâ başım ağrıyor.
Bazen gecer gibi oluyor ,bazense ondan başka hiçbir şey kalmıyor ve acı her seferinde anılarla örtüşüyor. Baş ağrısından çok hafıza ağrısı .Hayat ağrısı.."
"Yaşamımı birbirlerinin içine giren ,birbirlerini kendi içlerine kapayan ,önceki yaşamların dışarıdan görünmediği ama yine de orada olduğu Matruşka bebekler gibi algılıyordum galiba ..
"Kendinizi melankolik hissederken Schopenhauer okumak ,üşüdüğünüzde soyunmak gibi bir şeydi .Ama o an aklıma bir cümlesi geldi .
-Herkes kendi görüş mesafesini dünyanın sınırları zanneder ..-"
"...kendi düşüncelerinizden sıkılıyordunuz. Hayatın kendini tekrarlayışından. Bir süre sonra görmediğiniz hiçbir gülücük, bir jest kalmıyordu .Dünya düzenindeki her değişiklik önceki değişiklikleri hatırlatıyordu.Haberler haber olmaktan çıkıyordu. Haber sözcüğü komik gelmeye başlıyordu. Her şey bir döngüydü. Yavaşça dönerek geçmişe giden bir döngü .Defalarca ,tekrar tekrar aynı hataları yapmaya devam eden insanlara duyduğunuz hoşgörü azalmaya başlıyordu.Bir zamanlar nakaratını çok sevdiğiniz ama artık her duyduğunuzda kulaklarınızı parçalamak istediğiniz bir şarkıyı sonsuza kadar dinlemek gibi bir şeydi bu .."
""İnsan yaşadıkça ,zorlaşıyor. Anları yakalamak .Gelip geçen kısacık anları.Gecmiş ya da geleceğin dışında bir şeyde yaşayabilmek .Sahiden burada olmak ..."