Furkan

Sabitlenmiş gönderi
"Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizinle konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim. Siz inşaallah cennet-âsâ bir baharda gelirsiniz. Şimdi ekilen nur tohumları zemininizde çiçek açacaklar. Sizden şunu rica ederim ki, mâzi kıt'asına geçmek için geldiğiniz vakit mezarıma uğrayınız. O çiçeklerin birkaç tanesini, mezartaşı denilen, kemiklerimi misafir eden toprağın kapıcısının başına takınız."
Sayfa 489Kitabı okudu
Reklam
"Bana elinde beyaz bir ayna olduğu halde, Cebrâil geldi ve şöyle dedi: 'Bu cumadır. Rabbin bunu sana ve senden sonra gelen ümmetine bayram olması için farz kıldı.' Ben, 'Onda, bizim için ne var?' dediğimde şöyle dedi: 'Sizin için onda öyle hayırlı bir an vardır ki, kim o anda hayırlı bir şey isterse, Allah mutlaka dilediğini ona verir. Veya bir şeyden korunmasını isterse, Allah (cc) onu o korktuğu şeyden korur. O bizim yanımızda günlerin efendisidir. Biz ona ahirette 'yevmül mezid/nimetlerin arttığı gün' deriz. Ben neden böyle dendiğini sorunca ise şöyle dedi: 'Rabbin kendine Cennetliklerin bakması için Cuma gününü seçmiştir."
Efendimiz (s.a.v.)Kitabı okuyor
Furkan tekrar paylaştı.
"Şüphesiz ordularımız galip gelecektir." •Saffat, 173

Reader Follow Recommendations

See All
Abbas b. Mirdâs (ra) cahiliye döneminde iken ona, "Niçin içki içmiyorsun? Hararetini arttırır." demişler o da şöyle cevap vermiştir: "Cehaleti elime alıp içime sokamam. Zira ben, toplumun efendisi olarak sabahlayıp akşam onların beyinsizi olmaya razı değilim."
Furkan tekrar paylaştı.
Emirdağı'ndan bir yer okudum mealen yazmak istiyorum. Üstad Van'da, Diyarbakır'da ve Bitlis'te bir medrese açmak istiyor ve nasip olmayınca en azından Van'da bir tane olmalı diyerek medresenin temelleri devlet destekli atılıyor. Daha sonra buna bazı mebuslar itiraz ediyor ve sen sadece İslami ilimler vereceksin diyerek rahatsızlıklarını belirtiyor. Üstad da buna diyor ki İslami ilimlerin yanında fenni ilimler de elbette lazım ve elzemdir fakat şarkta birçok alimin yetişmesine bakılırsa şarkın ilerlemesi din ile ayakta olduğu bellidir diyor ve en can alıcı nokta şurası "Şarkta herhalde millet, vatan maslahatı namına, ulûm-u diniye esas olmalıdır. Yoksa Türk olmayan müslümanlar, Türk'e hakikî kardeşliği hissedemiyecek. Şimdi bu kadar düşmanlara karşı teâvün ve tesanüde mecburuz. " Emirdağ Lâhikası 2 Yani anladığım kadarı ile Türk- Kürt arasındaki çatışmaya değiniyor. Vatan ve milletin faydasına olacak şekilde ilim ogretmemiz lazım. Yoksa Türk olmayan (Kürtler) Türk'e kardeşliği hissedemiyecek İslami ilim olmazsa. Kurtuluş savaşı yılları bu kadar düşman varken kardeşlik ve dayanışmaya mecburuz diyor. Çok güzelll
Reklam
"Komşusu zararlarından emin olmadıkça, bir kul gerçek mü'min olamaz."
Efendimiz (s.a.v.)Kitabı okuyor
Denilmiştir ki: "Çocuğun, kokladığın bir reyhandır. Yedi yıl onu koklarsın; yedi yıl da o sana hizmet eder. Ondan sonra o ya düşmanın olur, ya da ortağın."
"Bir keresinde Resûlullah (s.a.v) namaz kıldırırken torunu Hüseyin gelip boynuna oturdu. Resûlullah secde yapıyordu. Secdesini uzattı. Hatta cemaat bir şey oldu zannetti. Ne zaman ki namazı bitirdi. Dediler ki: "Ya Resûlullah! Secdeyi uzattınız. Biz de bir şey oldu zannettik." Resûlullah (s.a.v) sahâbilere şöyle cevap verdi: "Torunum beni binek yaptı. O hevesini alsın diye, acele etmeyi uygun görmedim."
Abdullah b. Şeddâd (ra)Kitabı okuyor
"Resulullah (s.a.v)'in yanında bulunduğum sırada Benî Seleme Kabilesinden bir adam çıkageldi ve Resûlullah (s.a.v)'e şöyle dedi: "Ey Allah'ın Elçisi! Anne ve babamın ölümünden sonra onlar için yapabileceğim bir iyilik kaldı mı?" Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: "Evet kaldı. Onlara dua etmek, istiğfar etmek, onların verdiği sözleri yerine getirmek, dostlarına yakınlık göstermek. Ana-baba tarafından olan akrabalarına yakınlık göstermeyi sürdürmektir."
Malik b. RâbiaKitabı okuyor
7.2k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.