Afrika'da çalışan antropolog, bir kabilenin çocuklarıyla oyun oynamak ister. Meydanda toplanırlar. Adam ileride bir ağacın altına biraz meyve bırakır. Ağaca ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacaktır.
Çocuklara "Haydi, en hızlı olan kazanır! Birinci olan meyveleri yer!" der.
O an bütün çocuklar el ele tutuşur, ağaca birlikte koşarak ulaşırlar. Hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog hem mutludur, hem şaşkındır. Sorar çocuklara: "Neden böyle yaptınız?"
Şu cevabı verir çocuklar:
"Biz 'Ubuntu' yaptık. Yarışsaydık yarışı kazanan bir kişi olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi meyveyi yiyebilir? Oysa biz Ubuntu yaparak hepimiz yedik."
Tam olarak hiçbir dilde karşılığı yok fakat "Ben, biz olduğumuz zaman benim!" sloganı üzerinde şekil alır Ubuntu.
Bir adam daha yavruyken bir aslanı sahiplenmiş. Ona zamanla bağlanmış. O kadar çok seviyormuş ki kendi çocuğu gibi ilgileniyormuş. Bir gün onu beslerken aslan adamın koluna bir pençe atmış. Bir süre hastanede yattıktan sonra taburcu olmuş, ancak çok sevip büyüttüğü aslanın bu davranışını asla unutamamış ve depresyona girmiş.
Bulunduğu çöküntü hissinden kurtulmak için bir psikoloğa gitmeye karar vermiş. Psikolog ona, depresyondan kurtulması için aslanı affetmesi gerektiğini söylemiş. Öfkesini bastırıp aslanı affetmiş adam ve tekrar işine dönmüş bir süre sonra.
Aslanla arası düzelmiş. Eski günlerine dönen adam artık çok mutluymuş. Ancak bir gün aslana kendi eliyle et verirken yine saldırıya uğramış. Adamın kalbinde, ellerindeki yaralardan daha derin bir yara açılmış o günden sonra. Vücudundaki yaralar iyileşir iyileşmez kalbindeki yaraya bir çare olur ümidiyle başka bir psikoloğa gitmiş. "Ben onu affetmiştim, neden bunu bana tekrar yaptı?" diye sormuş.
Psikolog ona hayatı boyunca unutamayacağı bir tavsiyede bulunmuş: "Affet ama asla unutma!"
Ne demişler:
"Komşunu sev ama bahçe duvarını yıkma."