Sabitlenmiş gönderi
Kendimi bir bitkiye benzeticek olsam, bu istisnasız kaktüs olurdu. Duruşunu seviyorum bir kere. Kendine has karakteri ile dayanıklı, sağlam; hiç bir şeyi umursamayan tavrı var. Haddini aşana dikenleri var, sınırını bilene fevkalade güzelliği. Bakana diken, bakmayı bilene çiçek...
Eğer Allah sana bir şey vermek isterse;
Allah'ı durduracak kim var?
O halde neden endişeleniyorsun?
Hiç bir şey için endişelenmemelisin, eğer her şeyi verenin Allah olduğuna inanıyorsan...
Nefesimi kesen yorgunluklar, geride affı olmayan kırgınlıklarım var. Yanlızım desem inandıklarıma, yalnız değilim desem yaşadıklarıma ters düşerim. Mutsuzum desem şükrüm incinir, mutluyum desem yüreğim...
Okur Takip Önerileri
Cevabından incineceğim sorularla doluyum.
Susmak huyların efendisidir demiş Efendimiz (s.a.v)...
Güçlüymüşüm ben. Beni tanıyan herkes öyle diyor... Tüm sorunlarıma rağmen ayakta kalabildiğim için güçlü diyorlar... Halbuki çoktan yenik düştüm. İçimde verdiğim yorgunluk savaşını bilmiyorlar...
Öyle hakkını helal et demekle hak helal olmuyor. Dökeceksin, kıracaksın, ağlatacaksın ondan sonra hakkını helal et diyeceksin. Helalleşmek o kadar kolay mıdır. Çektirdiğin kadar çekersin. Ne ekti isen onu biçersin. Hani atalar derya; "kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı unutmazmış." Kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Kul unutsada Allah unutmaz...
Konuştuklarınızı duyan birisiyle bir süre birlikte vakit geçirebilirsiniz, insan ancak sustuklarını duyan birisi ile bir ömür geçirebilir...
Kahve içmeye kendinle git, çantanı al gezmeye çık, spor salonuna da kendinle git, kitapçıya sinemaya da. Kendinle vakit geçirmeyi öğren, işte o zaman seni kimse üzemez...
Susarak unutmayı, yaşıyarak alışmayı, güvenerek aldanmayı ve severek kaybetmeyi öğrenmiş her insan için yalnızlık dert değil sadece olgunluktur...
Başarmak istediği halde hiçbir sonuç elde edemeyen ve geçmiş başarısızlıklarının gelecekte de sürüp gitmesinden endişe edenler, bir süre sonra içlerinde pasif öfke biriktirmeye başlarlar. İçeride biriken öfkeyi gizleyebilmek için iki kat güç sarf ederler. Bu güç sarfiyatı beraberinde ruhsal tahammülsüzlüğü, depresifliği, sabırsızlığı, kıskançlığı ve isyankarlığı getirir.
Fareler İçin Kendinizi Üzmeyin...
Bir büyücü varmış. Yalnız başına yaşıyormuş. Geceleri mutfaktan tıkırtı geldiğini fark etmiş. Gizli gizli izlemiş. Ufak bir fare geceleri çıkıp yemek arıyormuş. Bunu fark edince çıktığı deliğin önüne peynir bırakmaya başlamış. Bir gün farenin karşısına çıkmış arkadaş olmak istediğini söylemiş. Fare korkup camda kedilerin olduğunu onu yiyeceğini söylemiş. Büyücü gülüp "ondan kolay ne var?" deyip fareyi kediye çevirmiş. Tüm kış ev içinde oynamışlar. Yaz gelince dışarı çıkarmak istemiş büyücü. Bu seferde komşunun köpeğini fark edip ağaca tırmanmış. Köpeğe dönüştürmezse inmeyeceğini söylemiş. Bu sefer de büyücü köpeğe çevirmiş. Kamp yapmak için ormana gittiklerinde kurtların kokusunu alıp tekrar korkuyla büyücüye onu kurda çevirmesini söylemiş. Büyücü tekrar dinleyip onu kurda çevirmiş. Bu sefer de avcıdan korkunca büyücü daha fazla dayanamamış onu tekrar fareye çevirmiş. "Seni neye dönüştürürsem dönüştüreyim, sen fare yürekli kalacaksın. Şartlar ne olursa olsun korkun gitmeyecek" demiş. Fare de inine gidip bir daha ölene kadar çıkmamış...
Tıpkı bazı insanlar gibi. Onları nasıl görmek isterseniz isteyin, ne vasıf yüklerseniz yükleyin, bu onları olduğundan başka birisi yapmayacak. Hayat bir masal değil, bazen güzel bitmeye bilir. Fareler için kendinizi üzmeyin...
Bana buna mı kızdın deme, seni ne bu raddeye getirdi diye sor. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam bana içinde ne birikti diye sor. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa kaç kere susturuldun diye sor, yargılama beni...