Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysema

Doğru insan sen onu ararken değil, sen kendini bulduğunda o karşına çıkar.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Kötülüğün gölgesi kalbine düşen insanlar zarar verdikçe mutluluğa ulaşmaya başlar.
Sayfa 171Kitabı okudu
Yalanlar günbegün öldürür benliğini ve zamanla bir yabancının suretine bürünürsün.
Sayfa 163Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yalancı olarak yaşarsın hayatını. Ve sonra bir yabancıya dönüşürsün farkında olmadan
Kalp kırıklığı her şeyi yaptırır insana. Öyle canın yanar ki kötülükle iyileşebileceğini umarsın.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Çocukluğumda dinlediğim şarkılar birkaç yıl önceki eski şarkıları oluyordu. Çünkü güzel şeyler eskide kalırdı hep. Çok eskide... Güzel şarkılar, filmler, kitaplar, ve dahi anılar... Bu yüzden eskide kalmayı seviyordum.
Pek arkadaşımız yoktur. Arkadaş gruplarında da yerimiz olmaz. Elimize aldığımız kitap ve defter huzursuz eder çünkü onları. Sorumluluklarını hatırlatırız her daim, bu onları korkutur.
İnsanlar cehennemi içlerinde taşır. Yanan ruhudur acısını ise kalbi çeker.
Yalancılar gerçeklere gebedir. Şüphesiz her yalan bir gerçeği sunar.
Yalancılar ve yabancılar... Kimi suçu işler, yalan söylerdi. Kimisi bu suça şahit olur, olan bitene yabancı olduklarını iddia ederdi. Belki de asıl yabancılar, yalancıların ta kendisiydi.
Reklam
Yalanla gerçek arasında ince bir çizgi vardır. O çizgi üzerinde dolaşan insan günden güne yabancılar kendine.
Sayfa 422Kitabı okudu
Gözlerim kapalıyken herşey daha güzel çünkü burada sadece hayallerin var
Halbuki onlar da çocuktu neden şimdi böyle yapıyorlar
" Keşke benim de senin gibi bir çocuğum olsaydı" dedi. Aayyyy! Benim annem başkasına böyle bir şey dese, ben de onu duysam çok üzülürdüm. Biz başka anne baba görünce "Keşke benim de böyle anne babam olsa" diyor muyduk?
Bence sorun temelde
Anneler iki şeye bayılırlar: Çocuklarını övmek ve çocuklarından şikayet etmek
Nedense ebeveynler her şeyin en iyisini kendileri biliyor sanıyorlar
Yemek pişireyim diye mutfağa girmek istiyordum " bırak şimdi yemeği oturt test çöz" diyorlardı. Benim hiç mi eğlenmeye ihtiyacım yok? Ama bunu nasıl olduğuna da kendileri karar veriyordu. "Gel yavrum çıkıp dolaşalım kafan dağılsın " diyorlardı. Belki benim kafam yemek pişirirken dağılacak. Olamaz mı?
Bir yabancı asla incitmez seni. Kalp her daim, sevdiği insanlar tarafından kırılmaya mahkumdur.
Reklam
Büyüdükçe daha mı sıkıcı oluyor hayat? Eğlenceli olsam hiç büyümez miyim yani? İnsanlar benim bazı özelliklerimi beğenmiyor diye benim de ciddi, somurtkan, kalpsiz, acımasız, merhametsiz mi olmam gerekiyor ?
Sayfa 86 - Genç damla yayınlarıKitabı okudu
Bu durum bana biraz tanıdık geldi
Kasabanın bütün çocukları Fehmi abinin izinden gittiler. Sokaklar kısa zamanda bomboş kaldı, çocukların elinden tablet telefon düşmez oldu. Kullandıkları kelimeler "indirdim" "level atladım" "yükledim" falan oldu bir soru sorduğumuzda " he hı neyi kim" gibi soruya soruyla cevap verir oldular. Bazı anne babalar çocuklarının bu sessiz sedat'ın etkiye sütlüye karışmayan hallerinden o kadar memnundular ki çocuklarına en yeni teknolojileri anında aldılar.
Sayfa 71 - Taze kitapKitabı okudu
İnsanlar işten çıkıp alışverişe koşmaya, marketten alacaklarını abarttıkça abartmaya başladılar. İhtiyaçları olandan çok daha fazlasını aldılar.
Sayfa 55 - Taze kitapKitabı okudu