İlk mevsim koca bir çağ gibi geldi bana… Hem de altın çağı falan değil. Yeni kurallara, alışılmamış görevlere kendimi uydurabilmemin güçlükleriyle örülmüş sıkıntılı bir çağdı bu.
Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin
boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
…
Yıkayıp yüreğimin acemi yerlerini
Bulutsuz bir gök gibi dingin ve derin
Daha bir güzelleştiriyorum gülüşümü.
Akılla yürek gibi oluyoruz böylece
Birbirini bütünleyen, dengeleyen dünyayı
İki ayrı tende bir can, birbirine yakışan.