Zülfü Livaneli/ Kardeşimin Hikâyesi
Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı aslında bu yazara karşı bir ön yargım vardı nerden nasıl oluştuğunu bilmiyorum ama kitaplarını beğenmeyeceğimi düşünüyordum neden böyle düşündüğümüde bilmiyorum bu kitabı görünce okuyup ön yargılarımı yıkmak istedim. Sevilen bir kitabı olduğunu biliyordum çok fazla adını duymuştum ama içimde hiç merak uyandırmamıştı. Ama okumaya karar verdim ve okudum...
Öncelikle kapak fotorafıyla başlamak istiyorum belki size garip gelecek ama ilk kapağa baktığımda iki kız kardeşin arkasını dönük bir şekilde durduğunu sanmıştım sonra kitaba başladığımda iki erkek kardeşten bahsettiğinde dönüp tekrar kapak fotoğrafına baktım o zaman iyice inceleyince fotarafın daha farklı şeyler ifade ettiğini farklı mesajlar vermek istediğini anladım ve bu resmi araştırdım. Resim ressam Rene Mogritte'in The Loves eseriymiş. Yani kapak resminden bile etkilendim...
Zülfü Livaneli bu eserinde iki farklı hikaye anlatmış biri; kardeşlerden biri olan Ahmetin yaşadığı küçük bir sahil kasabasında yaşanan cinayet bir diğeride Ahmet ve Mehmet kardeşlerden Mehmet'in hikayesi açıkçası kardeşinin hikayesini anlatan Ahmetin hikayesini mehemtinkinden daha çok merak ediyordum ve beni daha çok çekiyordu oturduğu yer olsun, evinin dizaynı, kitapları düşünceleri olsun beni daha çok çekmişti. Takii son sayfalara gelene kadar. Çok farklı ve etkileyici bir son..
Yani anlayacağınız yazara karşı nerden gelediğini bilmediğim ön yargımı yıktım.
Zülfü Livaneli'nin bu eserinin dili sade, akıcı ve sürükleyici.. okumanızı isterim