Bu dünyada hiç kimsenin beni onun gibi anlamadığını ve asla anlamayacağını ona nasıl anlatabilirdim? Onu kaybetmenin benim için içimdeki bir kurşun deliği gibi acı dolu, devamlı bir hatırlatıcı olduğunu, asla dolduramayacağım bir boşluğu taşıdığımı nasıl anlayabilirdi?
Sesini özledim, aniden gelen, zor kazanılmış kahkahasını, parmaklarıma değen dudaklarının verdiği hissi, uykuya dalmak üzereyken göz kapaklarının kapanışını.
Bana lanet olası bir hayat vermedin, değil mi? Vermedin aslında. Yalnızca eskisini mahvettin. Küçük parçalara ayırdın. Elimde kalanlarla ne yapmalıyım? Ne zaman hissedeceğim...