Aysun A. Özağaç

Son
............ Artık asla olamayacağımız zamandan bir şey kurtarmak.
Sayfa 224
Reklam
Sırf yaşayarak, ardında kendiliğinden bir kitap yazıyormuş gibi hissediyor ama ortada hiçbir şey yok.
Sayfa 133
Bütün görüntüler yok olup gidecek........ Bayram sofrası sohbetlerinde, yüzü gittikçe silinen bir isimden ibaret olacağız ve giderek eski devirlere ait, adsız sansız yığının içinde kayıplara karışacağız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiç durmadan sonsuza dek akıp giden bir sürecin parçasıyız biz. Zaman içinde donmuş evrimin ya da yaratılışın son noktası değiliz. Bir gelişimiz olduğu gibi bir gidişimizi de olacak. Biz bir sonuç değiliz. Bir son da değiliz. Daha görkemli, daha güçlü, daha güzel bir hedefe doğru yükselmiyoruz. Bir amacımız yok. Önceden belirlenmiş bir kaderin parçası değiliz. Durmaksızın değişen bir sürecin parçasıyız yalnızca. Ölümsüzlük diye bir şey yok: Ne bireyin ölümsüzlüğü var, ne türlerin, ne yeryüzünün, ne Güneş‘in, ne güneş sisteminin, ne de galaksilerin. Her şeyin bir birleşme süreci, görünürde bir başlangıcı ve şekillenme aşaması var; sonra ortadan kayboluyorlar, ebediyen değişen, ebediyen birbirlerini etkileyen bir süreç içinde, yeni biçimler alarak bir başka yerde ortaya çıkıyorlar.
Onlar oradaydılar, bu değişen, başkalaşan, suçlayan bakışların karşısında oradaydılar; hüküm giyiyorlar, suçlanıyorlar, mahkûm ediliyorlar, bu silinmez, bu sonsuzluğa dek yaşayacak güne hapsedilmiş, sineklerin ve topların uğultusuyla sersem, ısınmış toprağın, kuruyan otların kokusuyla, havuçların üstünde titreyen havayla sarhoş, sonsuzluğa dek suçlu, oğullarının, torunlarının, torun çocuklarının gözünde suçlu ve korkak, sonsuzluğa dek 1940’ın yenilmişleri.
Reklam