Çiğdem Alphan
@Azafran
Saygı gereği herkesi dinleyin, ama prensip gereği çok azıyla konuşun.
Londra
1 February
193 reader point
Joined on March 2020
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Çiğdem Alphan yorumladı.
"Huşu içinde kilinmayan namaz, rükû ve secdeleri tam yerine getirilmeyen namaz, (ahirette) zifiri karanlık halinde ortaya çıkacak ve sahibine, 'Senin beni zayi ettiğin gibi Allah da seni zayi etsin!' Diyecektir..."
Sayfa 28Kitabı okudu
Namazi huşu icinde kilmak en güzelidir. Ancak bu yazi nedir? Ne kadar dehset dolu bir yazi... kildigin namaz dönüp sana beddua edecek??? Bazi hocalar hangi namaz sana dua eder hangisi beddua eder bunu anlatiyor... Peygamber efendimizin bir tek beddua edin diye emri yok. Din beddua etmeyi hos karsilamazken dinin en birinci emri Allah icin yapmaya çalıştığın sey icin sana gelecek ve zayi ol diyecek... tövbe haşa bu bilgiler nasil iniyor yeryüzüne. Alkol alsan bile ibadetlerine devam etmelisin, haram islesen bile ibadetlerine devam etmelisin wger ibadetlerin yurektense zaten değişirsin diyen bir dine karsilik bu kadar vahsice telaffuzlar normal gelmiyor. Allah bu kadar bağışlayıcı iken emrinin bu kadar sert anlatilmasi buyuk bir trajedi.
Çiğdem Alphan yorumladı.
Bunun adı üretici toplumdan tüketici topluma geçmektir. Yerimize düşünürler, yerimize karar verirler, farkettirmeden sürü toplum yaratirlar.
Çiğdem Alphan bir yorumu yanıtladı.
Çok doğru fakat bu bakış açısı bizi daha fazlasını başarmaktan alıkoymaz mı ? Potansiyelimizin daha azıyla yetinmek ne kadar doğru bilmiyorum.O yüzden bu düşünceleri daha fazlasına ulaşamayacağımızı anladığımız an yani potansiyelimize ulaştığımız, kendimizi gerçekleştirdiğimiz zaman kabullenmek daha sağlıklı geliyor bana.
Bildiğim tek şey bu insanların dediğini yaptığımdan beri mutluyum. Hayat çok kısa ve hayatım hatta hayatlarımız sürekli mutluluğu aramakla geçiyor. Bu istegime kavuşursam mutlu olacağım, ah tamam bu da olsun ondan sonra mutlu olmaya bakarim...Kavuşuyoruz ama noluyor baska bir istek doguyor ve bu eksiklikten ziyade tüketmeye meyilli bireyler oluyoruz ve bu tüketim kültüründe mutlu olacağız diye kaybolup yitiyoruz. Potansiyel konusu devredisi kalabilir bu görüşlere göre ama potansiyellere mutluluklarimizi baglamadan yapmayi öğrenirsek belki mutlulugu bulabiliriz bilemeyiz.
Reader Follow Recommendations
Çiğdem Alphan bir yorumu yanıtladı.
Bugün itibariyle 1000Kitap’a kaydolan okur sayısı 1 milyonu geçti değerli okurlar. ❤️
Kendimizi onların yerine koyuyoruz ve koydukça da onlar adına utanıyoruz, zaten her alanda bu şekilde düşünüldüğü için yerimizde sayıp duruyoruz. Ne diyoruz, daha iyisini yap ya da sus! Böyle bir kaide yok! Siyasette dahi bu böyledir. Siyasetten daha birini eleştiremiyoruz. Hemen ağır ithamlara, daha iyisini yapıyorsan sen geç yönetlere, sen onlara kurban olasınlara dönüşüyor diyalog bir anda! Şoförü eleştirince geç sen kullan, doktoru eleştirince sen olaydın, mühendisi eleştirince sen olaydın... Ben ne olacağım ya! Ben ya öğrenciyim ya da başka bir meslek erbabıyım. Ben neden bir şeyi eleştirince o olmak zorunda oluyorum? Eğer haksızlık yapıyorsam, izansız davranıyorsam, bana bunu göster.! Ama geç yerine otur deme bana...
Bu site bir boşluğu dolduruyor, umutları dolduruyor, burada harcanan zamanın olası alternatiflerini dolduruyor. Eğer böyle bir site ortaya çıkmamış olsaydı, bu eksiği, aynı bunların fark ettiği gibi başkaları da fark edip harekete geçebilirdi!
Eğer mikrofonu elinize alıyorsanız güzel şeyler söyleyeceksiniz ya da mikrofona dokunmayacaksınız. Başta söyledim bu her alanda var, yani bir lokantaya gidersiniz yemeği beğenmezseniz, şikayetinizi iletirsiniz , yan masadan biri müdahale ederek, kardeşim beğenmiyorsan git kendin yap gibi!
1K ilk zamanlarında herkesi dinlerlerdi sorduğunuz sorulara cevap verirlerdi sayı 500 bini geçince artık ihtiyaç duymadılar, eskiden hesaplar da kapanırdı. Kendileri söylüyordu burada kimse, kimsenin huzurunu bozmasın diye ama sonra n'olduysa her şeyi serbest hale getirdiler, burayı kötü yönde etkilediğini gördükleri halde bunu neden yaptılar acaba?
Yıkıcı ya da yapıcı bu saatten sonra kimseyi dinlemiyorlar zaten. Yani yapıcı da olsanız, yıkıcı da olsanız bir işe yaramaz.
Ve burada yapılan küfürleşmelerin haddi hesabı yok. Bizim toplumumuz kitap okumaz belki, ancak kitap okuyana da saygı gösterirler. Eskiden (14-18) arası genç arkadaşlar buraya geldikleri zaman gerçek anlamda bir kitap dünyasını keşfetmenin peşindeydiler, bu arayış fark ediliyordu. Saygılıydılar ve bir şeyler öğrenmenin peşindeydiler. Şu an ise ergence muhabbetlerden bir adım öteye gitmiyorlar. Yazık değil mi? Şimdi bu 1K faydalı mı oluyor zararlı mı? Siz o yaşlardaki kardeşinizin veya çocuğunuzun gelip bu muhabbetlerin ortasında kaybolmasını ister miydiniz?
Aynı şeyler facebook gibi sosyal mecralarda da yapılıyor ancak biz onlara oralara takılmayın kitapla buluşun, kitapla ilgili alanlara gidin diyoruz, ee burası da aynıysa n'oldu şimdi bizim önerimiz?
Bakın bir 1K'nın ağır abileri, ablaları var onlar da zamanında çok bağırıp çağırdılar, 1K değişiyor diye. Şimdi hiçbirinin sesi çıkmıyor neden acaba?! Onları haline bu kadar memnun edecek n'oldu? Bu emziğin üstüne bal mı sürdüler?
Bunlardan bazıları kendi sitelerini kurdular, yazılarını oralarda paylaşmaya başladılar, bazıları 1K yönetimindekilerle ahbap oldular dolayısıyla eleştirme kabiliyetlerini rafa kaldırdılar, bazıları burayı da kullanarak youtuber oldular onların da sesi kesildi. Geriye böyle cılız bir ses olarak bizim gibilerin sesi kaldı maalesef, keşke onlar konuşsalar da daha iyi anlatsalar, işte biz de ancak bu kadar anlatabiliyoruz...
1K temiz duyguların, düşüncelerin katili oldu bence insanlar eskiden de şikayet ederlerdi ancak daha farklı şikayetler de vardı, 'şu incelemedeki sıkıntı', 'bu alıntıyla anlatılan düşünce' şeklindeydi. Ama şimdi oluşturulan ortamın ortaya çıkarmaya çalıştığı kültür kirliliğinden şikayetçiler...
1K yönetimi madem böyle bir şeye kalkışmış o zaman bunun hakkını vermeli, fayda yerine zarar vermemeli. Para kazanacaksa kalite üzerinden kazansın. Format değiştirerek değil bu işi bir adım ileri götürerek kazansın, (ben yeşilçam filmlerinin bir ara düştüğü o hale benzetiyorum bu durumu hani Cüneyt abi gibi birkaç yiğit dışında hepsinin bulaştığı o bir dönem!.) Herkesin gönül rahatlığıyla önerebileceği bir yer olsun. Herkes buradaki huzur ve ürettiği kaliteden bahsetsin, öyle kazansınlar...
Yazarlar davet edilsin, konuk yazarlar gelsin, zıt görüşteki insanlar küfürleşerek değil, fikirleşerek ilerlesin. Üniversitelerde buralar örnek gösterilsin. Bu yoldan da kazanırlar hem de genç bir neslin yetişmesine katkı sağlamış olurlar. Burası o zaman kalitesiyle kazandırır.
Maalesef onlar bunu yapacağına etik namına hiçbir kural ortada bırakmayarak âdeta insanları sahte hesaplara, daha fazla hareket olması adına berbat tartışmalara itmiş durumdalar.
Tabii ki de amacı dışında kullananlar çıkacak bunlar içeri bir şekilde girebilir ancak sizin burada sağlam bir şekilde işleyen kurallarınız olursa burada barınamazlar. Herkes rahat edeceği ortama gider! Ya da burada dönüşüme uğrar ama gel gör ki dönüşüme uğrayan 1K'nın kendisi maalesef.
Sadece bu paylaşımın altında bile birçok okur arkadaş (bunlar sadece üye değil, aynı zamanda da okur) kendi önerilerini dile getirdiler onları tek tek burada sıralamanın gereği yok tekrardan. Dikkat çekmek istediğim nokta şu, bu eleştirilerin herhangi birine dönüş yaptılar mı, yapmadılarsa neden? Bu bile kendi başına iğrenç bir durum.
Kendi adıma şunu söyleyeyim, büyük güncelleme dedikleri güncellemeyi bekliyorum umarım oradan bir şeyler çıkar. Ya olumlu bir şey çıkar ya da kendi dönüşümlerini iyice sağlamlaştırmış olacaklar. Biz de artık kitapça etkileşimlerin olacağı yeni alanları bekleyeceğiz... Ama elimizi vicdanımıza, görüşlerimizi aklımıza koyarak eleştirmeye de devam edeceğiz. Belki itici dururuz, belki yaptırım uygulanır ama en azından ruhen rahat oluruz...
Bu güzel kitaplar ve bu güzel kitapları okuyan bu temiz yürekli insanların umutları, emekleri, zamanları adına üzülüyorum... Onun için de belli sınırlar içinde kalarak eleştirdim bu da en temel hakkım olsa gerek.
2 previous answer
Kesinlikle çok doğru bir yazı. Okurlar bu uygulamayı seviyor. Ve böyle bir uygulamanin bir nebze fedakarca davranması da beklenen hareketler arasındadır. Düşünce özgürlüğü burada sadece fikirler üzerine olmalı. Yok ne giysem, canım sıkılıyor, muhabbet edecek kimseler yok mu vs vs vs... bunlarin önüne geçilmeli. Bu uygulamaya çok beden küçük seviyedeler ve beyin yorucu, sinir bozucular. Ha bir de imla kurallarını geçtim Türkçeyi dogru kullanmamayi kendinde alışkanlık yapmış insanlar var. Bunları görmezden gelmek ve bu kisilere saygi duymaya çalışmak beni oldukça yoruyor. Burasi elit bir site olarak kalsın. Önemli olan 1 milyona ulaşmak değil onemli olan kaliteli insanlara ulaşmak. Yoksa sosyal medyanin kullanıcı sayisi da belli ama yaridan fazlasinin evimin önündeki çöpten farki yok. Kaliteli şeyler üretelim. Uretmeyenleri uyaralim.
2 next answer
Çiğdem Alphan yorumladı.
Bilinç şart
Okuyan kesim de sessiz kalırsa, kim ses çıkaracak başka. 1k artık kitapçı reklamından işi bir adım öteye taşıdı şimdi yazar sponsorluğunu almaya başladı yani siz bir inceleme yazarsınız eğer yazarı parayı basmışsa 1k'ya incelemeniz herkesin sayfasında görünüyor. İstediğiniz kadar saçmalayabilirsiniz fark etmez. Bunu unutmayın ilerde Facebook gibi olacak mesela şöyle diyecekler, ayda 50 TL ye alıntılarınız ve iletileriniz üste tutturulacak. 1k paranın kokusunu aldı, hani bir söz vardır ya, denizden babam çıksa yerim diye, işte öyle bir şey, artık onlar da böyle düşünüyordur: Para versinler yeter ki, her şey mübahtır. Ya da Pardon filminde çok iyi bir replik var, 'parayi virsinler de nii dirlerse disinler'... Evet tam olarak bu noktaya gelmişler...
Şimdilik haklarini yememek lazım gercekten bu zor günlerde bu uygulama ne kadar da iyi geldi. Hayatın bir gerçeği daha var malesef biseyler parayla ayakta kalabiliyor. Dünyadaki sistem bu ama umarim maddi anlamda daha büyük seyler beklemeden gidişatı bozmadan devam etme gücünü yakalayabilirler.
