Melisa çelik

Crowley kasvetle başını salladı. "Bir öğle yemeği için seni baştan çıkarmama izin ver." diye tısladı. Yine Ritz'e gittiler. Gizemli bir biçimde, bir masa boştu. Belki son günlerde yaşanan çalkantılar gerçekliğin doğasını etkilemişti, çünkü onlar yemeklerini yerlerken, Berkeley Meydanı'nda ilk defa bir bülbül öttü.
Sayfa 420 - İthaki
Reklam
Crowley gülümsedi. "Belki bu işten sıyrılamayız," dedi, "o yüzden söylemek isterim ki... içten içe, derinlerde,bir iyilik kıvılcımı taşıdığını hep biliyordum." "Ya, evet," dedi Crowley acı acı. "Halim yeterince harap değilmiş gibi." Aziraphale elini uzattı. "Seni tanımak güzeldi." Crowley elini tuttu. "Bir dahaki seferin şerefine." dedi. "Ve... Aziraphale?" "Evet." "Ben de senin şunu hatırlamanı isterim: ben de içten içe, derinlerde, sende sevilesi bir piçlik olduğunu biliyordum."
Sayfa 400 - İthaki
Ama Crowley'yi binlerce senedir tanıyordu. Bir şekilde geçinip gidiyorlardı. Birbirlerini anladıkları söylenebilirdi. Hatta Aziraphale bazen, Crowley'yle paylaştıkları ortak noktaların, kendi üstleriyle paylaştıklarından daha fazla olduğundan şüpheleniyordu. Onu kozmik satranç oyununun oynandığı basit bir oyun tahtasından ibaret görmiyorlardı.
Sayfa 263 - İthaki

Reader Follow Recommendations

See All
Aziraphale rahatladı. "Biliyor musun Crowley," dedi gülümseyerek, "her zaman söylemişimdir, aslında içten içe sen gerçekten de oldukça..." "Tamam, tamam," diye terslendi Crowley. "Git bir de bütün dünyaya ilan et istersen."
Sayfa 120 - İthaki
Güzel bir gündü.
Sayfa 11 - İthaki