Polisi sadece silah kullanan, bizim emniyetimizden sorumlu "makineler" gibi görmekle, onların "yaşadığı gerçeklerden" haberdar olmamız mümkün mü?
Polisin somurtkan yüzünde, kendimize ait olmayan sevgiler arıyoruz da, hangimiz onların yürek acılarının röntgenini istiyoruz.
Onların düşlerinin ışıkları bile sönük.
Onların yaşadıkları hayat, cehennemin dibi!
Çaresizliğin kaç adı varsa, polis hepsini biliyor.
Polislerin hırsız - polis oyununda"körebe" olmasının birçok sebebi vardır.
Kendi topraklarında göçebe olmaları, devletin onlara verdiği değerin yansımasıdır.
Onların yaşayan ölüsüne bile can-ı gönülden bakmayı beceremeyenler, ülkedeki huzursuzlukta da, bir mesleğin didiklenmesinde de ve hatta onların cinnetinde de baş sorumludur.
Polislerin evleri de et ister, süt ister, keyifli saatler ister.
Onların çocukları da kolejlerde okumak ister.
16 yıllık bir polisin ailesini katletmesinin adına "Cinnet" denilir.
Burası, zenginlerin acıkınca fakirleri yediği ülke.
Burada, umutsuzluğun bedeli pahalı ödenir.
HAKKI YALÇIN
29/08/2005