Az önce kitapta şöyle bir cümle okudum: "Susmanın bir ifade biçimi olduğunu savunmuyorum. Ben sadece anlatmayı denemekten vazgeçtim." O kadar haklı bir kırgınlık ki bu, yaşayan bilir.
“Şehrime gel sevgilim.
Yarın çık gel
Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın,
Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki, nefes alayım.
Gel.”
Nazım Hikmet Ran
Kalabalığın içinde yalnız kalmak. Ne zormuş bu kadar insanın içinde konuşamamak. Konuşmaya hasret kalmak. İnsanın kendi sesini bile unutması. Meğerse ne zormuş iç sesinle arkadaş olmak.
Derinden hissetmiştim istenmediğimi. Sevdiklerim, fedakârlıklarım, emeklerim nasıl bir anda yok oldu.
Bazı insanlara sadece Allah'tan korktuğum için saygı duyuyorum. Umarım bu mecburiyetimi yanlış anlamıyorlardır.