O zaman annemin her gün yeni bir kutunun kurdelesini açıp yeni şeyler bulmanın, değişmenin, büyümenin ne anlama geldiğini; bütün bunların hem zor hem heyecan verici hem de gerçek olduğunu unuttuğunu fark ettim.
Annemin ateşin başında oturup mandolin çalarken yağmurun, karın, güneşin ve yıldız ışığının sesini duyurduğunu düşündüm. Bu düşünce bütün hücrelerimi canlandırmıştı sanki.