Madame Bovary Flaubert'in tarihi sahnelerini canlandırmaya değil,gözünün önünde geçen hayatı,yaşayan tipleri tespite çalışan yazara asıl ününü kazandıran eseridir.Falubert,insanların özellikle bulamadıklarını seyretmekten,bunlarla kendini zehirlemekten hoşlanırmış.Madame Bovary'de dünyanın en unutulmaz budalalarını betimlenmiştir.Fakat kitabın asıl konusu bu değildir.Madame Bovary,kendini,yaşadığı çevreden üstün gören,kocasıyla geçirdiği silik hayattan nefret edip daha önce bir yaşam isteğiyle kendini birtakım kuklalara,taşra çapkınlarına kaptıran kadının hikayesidir.Bu hikayeyi okurken yer yer sıkıldım çünkü betimlemeler inanılmaz uzun ve bir o kadar da kitabın çoğunu kapsamaktaydı desem yanlış bir düşünceye kapılmış olmam.Bu betimleme ve tasvirler beni biraz kitaptan uzaklaştırdı ama zorlu bir okuma sonucu kitabı büyük bir merak ile tamamlayabildim.Bu kitap benim için bir ilke imza attı hem okumak istemeyip kitaptan uzaklaşırken hem de beni kendine çeken bir kuvvet ile kendini okutturdu sanırım bu da yazarın ustalığı..Uzun bir okuma süreci sonrası yine bir klasiğe daha kalbimi bıraktım okumak isteyenlere tek tavsiyem yoğun bir tempodayken bu kitaba başlamayın daha rahat ve geniş zamanlar ayırıp başlamanızı öneririm.