Baran

Baran
@Baran48
"sabahları sökün eylerken şafak güneşinin sıcaklığını iyi sakla yine geleceğiz!"
Biz önceden küçük şeylerle mutlu olan insanlardık.. Sonra aklımıza sevda diye bir şey soktular, toparlanamadık." - Yılmaz Güney
Reklam
"Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."
'Bir Sonuca gitmeyen bilgiyi bilmek mi sanıyorsunuz? Bu dünyayı gerçekten değiştirmiyorsa! Dünya buna muhtaç Korkusuz ayrılırken bu dünyadan hızla Bir diyeceğim var Dünyadan yanlızca iyi bir insan olarak ayrılmayın yetmez Ardınızda iyi bir dünya bırakmaya bakın! '

Reader Follow Recommendations

See All
"Eğer bütün bu işleri aptallıkla değil de bilinçle yaptıysan, eğer gerçekten de belirli, sarsılmaz bir amacın var idiyse, niçin şu ana kadar daha para çantasının içine bile bakmadın ve bunca acı, bunca alçalma uğruna eline geçenin ne olduğunu bile öğrenmedin? Böylesine iğrenç ve alçakça bir işi bilinçli olarak niçin yaptığını hâlâ bilmiyorsun? Daha az önce para çantasını da, yüzünü bile görmediğin bütün öteki şeyleri de suya atmak istiyordun... Nedir bütün bunların anlamı?"
Sayfa 140
hemen her suçlu, suçu işlediği sırada; yani aklın, iradenin, dikkatin en yoğun olması gerektiği anda, akıl ve irade yönünden güçsüzlüğe düşüyordu; akıl tutulması ve iradeyi kaybetme tıpkı bir hastalık gibi geliyordu insana, gelişip yayılıyordu ve suçun işlenmesinden az önce en yüksek düzeyine ulaşıyordu, suçun işlendiği sırada ve ondan sonra -kişiliklere bağlı olarak- bu düzeyini sürdürüyor, sonra da her hastalık gibi etkisini yavaş yavaş yitirip yok oluyordu. Bu noktada ortaya çıkan soru şuydu: hastalık mı suçu doğuruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu?
Sayfa 95
Reklam
"Tuhaflığını..." dedi öğrenci. Sonra ateşli ateşli ekledi. "Hayır, bak sana asıl ne diyeceğim: şu lanet kocakarı yok mu, en küçük bir vicdan acısı duymadan öldürür ve soyabilirim kendisini." Subay yeniden güldü. Raskolnikov'sa titredi. Şaşılacak şey doğrusu! Öğrenci yine ateşli: "Sana ciddi bir soru" dedi:
Sayfa 89
"Yalan söylüyorsunuz!" diye bağırdı. "Siz de çok iyi bilirsiniz ki bir suçlunun yapacağı en iyi hile, gizlenmeseler de olabilecek şeyleri, olanaklar ölçüsünde gizlememeye çalışmaktır. Size inanmıyorum!"
Sayfa 419
"Yani birinin yemeğini yiyecek, sonra da içine tüküreceksiniz!., îyi ama bu sizi yemeğe çağıran insanların yüzüne tükürmekle aynı şey değil mi?" "Tükürmek değil, protesto etmektir burada söz konusu olan. Yani yararlı bir amaç var. Dolaylı yoldan ilerleme ve propagandaya katkıda bulunmuş oluyorum. Herkes katkıda bulunmalı ilerleme ve propagandaya ve bu iş ne kadar sert yapılırsa, o kadar iyi olur. Ben bir düşünceyi, yani tohumu ekerim... Bu tohumdan, bir gerçek filizlenir. Niçin gücendirdim ben onları? Önce gücenirler, ama sonra benim bu davranışımın kendilerine yarar getirdiğini anlarlar
Sayfa 441
"Alaylarınız hiç de başarılı değil... Hiçbir şey anlamıyorsunuz! Komünde böylesi roller yoktur. Kaldı ki komünler bu tür rollere yer kalmaması için kurulmaktadır. Komünde bu rol şimdiki özünü tümüyle değiştirecektir. Burada aptalca sayılan birşey, komünde akıllıca davranış olarak görülecek, burada şimdiki koşullar altında doğal olmayan bir şey, orada tümüyle doğal sayılacaktır... Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, koşullara bağlıdır. Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir. Benim şu anda Sonya Semyonovna ile aram iyidir ve bu durum, onun beni hiçbir zaman kendini inciten bir adam, bir düşman saymadığının bir kanıtıdır. Evet! Ben şimdi onun komüne girmesini sağlamaya çalışıyorum, ama bambaşka temeller üzerinde kurulmuş bir komüne! Alay edecek ne var bunda! Biz kendimize eskilerinden çok başka, çok daha geniş temeller üzerinde, özel bir komün kurmak'istiyoruz. Biz inançlarımızda daha da ileri gitmiş bulunuyoruz. Daha çok inkâr ediyoruz!
Sayfa 445
"Her şeyi duydum, her şeyi gördüm", dedi; gördüm sözcüğünü özellikle vurgulamıştı. "Son derece soylu... yani, insanca bir davranışta bulundunuz! Size minnet duymalarına da fırsat yaratmadınız, gördüm! Gerçi, kişisel yardımlara, iyilikte bulunmalara ilkesel olarak karşıyımdır, çünkü kötülüğü kökünden kaldırmaz bu tür davranışlar, hatta tam tersine besleyip büyütürler. Ama yine de sizin bu davranışınızı sevinçle karşıladığımı söylemekten kendimi alamayacağım
Sayfa 453
Reklam
"Sus, Sonya, yeter artık! Her şeyi biliyorum ben. Odamda, karanlıkta yatıp dururken bütün bunları kaç kez düşündüm, kaç kez kendi kendime mırıldandım! En küçük ayrıntılarına varana dek, her şeyi kendi kendimle tartıştım! Her şeyi, her şeyi biliyorum! Ve bütün bu gevezeliklerden o zaman öylesine bıkıp usanmıştım ki! Her şeyi unutmak, bütün bu
Sayfa 503
Raskolnikov için tuhaf bir dönem başlamıştı: sanki yanını yöresini bir sis sarmış ve onu kurtuluşu olmayan, ağır bir yalnızlığa gömmüştü. Çok sonraları, hayatının bu dönemini hatırladığında çıkardığı sonuç, bilincinin bulanıklaşır gibi olduğu ve bu durumun aralıklarla son felaket anına kadar böylece sürüp gittiğiydi. O sıralar pek çok şeyde, örneğin bazı olayların tarihlerinde ve ne kadar sürdüklerinde yanıldığından kesinlikle emindi. En azından, bazı olayları hatırladıkça ve hatırladıklarını anlamaya, açıklamaya çalıştıkça, kendisiyle ilgili çoğu şeyi bile, ancak başkalarının bilgisine başvurarak öğrenebilmişti. Örneğin bir olayı bir başka olayla karıştırıyor, o bir başka olayı ise, yalnızca hayalinde var olan bambaşka bir olayın sonucu sayıyordu. Kimileyin kendini müthiş acı veren, hastalıklı bir üzüntünün içinde buluyor, bu üzüntü zaman zaman paniğe varan dayanılmaz bir korkuya dönüşebiliyordu. Bununla birlikte, kendini bu korkunun tam tersi bir duyumsamazlık içinde duyduğu dakikaları, saatleri, hatta belki de günleri olduğunu da hatırlıyordu: ölmekte olan kimi insanlarda görülen hastalıklı umursamazlığa, kayıtsızlığa benzer bir duyumsamazlıktı bu. Aslında son günlerde kendi durumunu açıkça görmekten kaçınıyordu; hemen açıklanması gereken çok önemli bazı olaylar onu özellikle üzüyordu; oysa içinde bulunduğu birtakım kaygılardan kaçıp kurtulabilse öyle sevinecekti ki...
Sayfa 524
Sizi kimlere benzetiyorum biliyor musunuz? Etleri dilim dilim doğranırken, cellâtlarına gülümseyerek bakan insanlara!.. Yeter ki inanacakları bir şey, bir Tanrı bulmuş olsunlar, gıkları çıkmaz böylelerinin... Eh, siz de bulun Tanrınızı ve siz de yaşayın! Bir kez, hava değiştirmeye ihtiyacınız var, hem de tâ ne zamandır! Öte yandan, çile çekmek de
Sayfa 551
3,094 öğeden 3,061 ile 3,075 arasındakiler gösteriliyor.