Barkın Can Topcu

Yaşamı mahveden hakikatse o hakikat değildir, biliyorum. Peki, ya yaşamı kutsayan? Hakikat yaşam karşısında tarafsız olabilir mi gerçekten bu sorunun yanıtını merak ediyorum... Bunu bilmediğimi itiraf ettiğim için de tüm kesin yargılardan şüphe duyuyorum. En basit problemi çözemeyen insanın bir intikamı büyük problemleri çözmeye çalışmak... İnsan; insan olmanın ne olduğunu kavrayamadan çıktı bu yola ve bu yüzden dönüş yolu kayıp... Attığı her adımla kendi yaşadığı dünyayı çürütüyor... Yeni gezegenler peşinde, orayı da mahvetmesi an meselesi... Var olan tüm gerçeklik insanın biyolojik yapısının kanıtı! Aklını dahi kendi içgüdülerini ve istençlerini yerine getirdiğinde kullanıyor... Felsefeyi de bir kuklaya çevirmesi yakın
Reklam
Kapitalizm hayat stratejimizi belirliyor. Hayatı sorgulamamızdan tutun da aile, eğitim, hukuk, siyaset gibi tüm alanlarda bizi idare edebilmek pahasına bizi uyuşturarak bir dengede tutmaya çalışıyor. Çünkü hayat stratejisinin kapitalizmin belirlediği sınırların dışına taşması onun adına büyük bir tehlike telkin etmektedir. Tam da bu nedenle ancak standart kalıpların dışına çıkarak, onun "evet" dediklerine hayır diyerek ve bunu uygulamaya dökerek onunla hesaplaşabiliriz. Kendi bilgim sınırlarında konuşmak gerekirse... Kapitalizmin pozitivizmden tutun da varoluşçuluğa kadar her şeyi kullandığı doğru olsa da tüm bunlara salt burjuva ideolojisi olarak bakmak çok sığ bir yaklaşım biçiminin üründür. Bu noktada postmodernizme hak vermemek elde değil. Dünyanın en büyük doğrusu dahi olsa; tüm diğer sistemleri ötekileştiriyor, kendisini ilahlaştırıyorsa; tüm anlatılara salt bir üst anlatı penceresinden yaklaşıyorsa bizzat ve bizzat iktidar istiyor demektir. Nietzsche'yi tam da bu noktada anlayabiliyorum... Egemenlik arzusunun hınç ve nefrete döküldüğü yerde; kendi anlatısını ilahlaştırdığı yerde... Yaşamı idealler adına çürüttüğü yerde... Tanrı ölmedi, Tanrı buharlaşıyor... Katı olan her şeyin buharlaştığı sahada... Ve yeni bir forma dönüşüyor... Diğer her şey gibi Tanrı, Nietzsche'nin söylediğini aksine evrim geçiriyor ama asla yok olmuyor...
Tüm siyasetler yeni ötekiler yarattı. Tüm siyasetler kendi değerlerini kutsallaştırmayı denedi, ama başarılı olamadı... İktidarın bir nefret söylemi yaratması kaçınılmazdır... Peki, ya masum olan kim? Yoksa masumiyet biraz da masalsı bir şey mi?

Reader Follow Recommendations

See All
Ne bir Anti-Nietzsche felsefesi yaratmak ne de Sokratik felsefe geleneğini övmek! Hiçbir şeyi kutsallaştırmadan yeniden tartışmaya açmak... Hiçbir şeyi salt reddetmeden eleştirebilmek... Ön yargıları kırmak; düşünceyi çoğullaştırabilmek, ötekileştirmelerin ötesine geçerek yeni bir felsefe yaratmak! Militan değil, kolektif bir düşünce hareketi yaratmak... İnsancıl değerlerden vazgeçmeyerek, hatta ve hatta ideoloji ile etiği asla birbirinden farklı kefelere koymayarak yeni bir söylem yaratmak... Ama en başta bu söylemi kutsallaştırmadan! İşte çağın meselesi bu! Elbette rasyonel olanı da putlaştırmadan...
Yarım yıla yakın zamandır sürekli Nietzsche okuyor, Nietzsche düşünüyorum. Beraberinde de postmodernizm üzerine kitaplar... Nietzsche'nin çoğu yapıtını önceden okumuştum, tekrar tekrar üzerinden geçiyorum. Yeni bir felsefe deniyorum ama bunu bizzat kişisel nedenlerle değil; içimde doğup büyüyüp gelişen endişe ve sorumluluk nedeniyle... İnsan bencil bir varlıkken pekala felsefe yapabilir ama o felsefenin taşıdığı etik değer son derece vahimdir. Bu yüzden buradaki felsefe bencil ruhlara kapalıdır, onların bu felsefeyi kavrayabilmeleri imkansızdır. Ama yine de kapıları onlara örtülü değildir çünkü buradaki felsefe tüm insanlık içindir... Bununla birlikte eleştirmeden geçtiği tek bir felsefe dahi yoktur... Bu felsefe temelde şu amaca hizmet edecektir: Felsefeye dair yeni bir kavrayış geliştirmek ve bu kavrayışı yaşamla, pratikle bütünleştirmek! Bu felsefe üst anlatılara kapalı değildir. Bu felsefe de yeni bir üst anlatıdır ama diğer tüm üst anlatıları eleştirdiği kadar anlamayı zorunlu kılan, ötekileştirmeyen bir üst anlatı! Her şey Nietzsche'ye dokunacaktır; ama buradaki hiçbir şey Nietzsche'ci olmayacaktır. Buradaki hemen her şey size aslında uymayacaktır ama kulağınızın bir kenarında ciddi bir soru işareti barındırmayı başaracaktır...
Reklam