ihtiyaçlarını karşılamak için suyun olduğu bölgeleri seçmişlerdir.
Suyun bir özelliği de iklim şartlarını ve bitki örtüsünü bile etkilediğine inanıyorum. Karadeniz de iklimin serin geçmesinin nedenini önce ormanlara ve ormanlık yerlerde bulunan soğuk su kaynaklarına bağlıyorum .
Akdeniz de ise, yine suyun bol olması hava sıcaklığının fazla olması bölgede senede iki üç kez hasat alınmasını da buna bağlıyorum.
Şunuda anlatmadan geçemeyeceğim ki büyüklerimizle bağdan bahçeden sohbet ederken hep can suyu verme konusuna özenle deyinirler di. "Bu sene ağaç diktim can suyunu iyi almışsa tutar, almamış ise, kurur" derlerdi. Ninelerimiz bahçe ekerler, onlarda ektiklerine can suyu verdiklerini söylerlerdi.
Peki neymiş bu can suyu? İlk toprakla buluşan bitkinin yerine oturması ve beslenmesi için dibine dökülen suya can suyu diyormuşuz.
Günlük yaşantımızda da pek çok alanda insana faydasını görüyoruz. Bunlar aş pişirme, temizlik, ulaşım, sanayi, hidro elektrik santralleri ilk akla gelenlerdir.
Suyla alakalı bir çok makaleler incelemeler yaşanmış öyküler vardır. Hatta manevi dinlerin kitaplarında da sıkça sudan bahsedilmiştir. İncildeki eski ahidlerde ve Kuran'da ki ayetlerde sudan sık sık bahsedilmiştir.
Bende sözü fazla uzatmadan bir ata sözüyle sizlerle şimdilik vedalaşıyorum.
Su gibi aziz kalmanız dileğiyle...
ÜMİT GÜDER