Kısa ama öylesine derin, öylesine etkileyici bir roman.. İffet Bey'in halasından dinlediği bir masal ile hayatının paralel ilermesi üzerine müthiş bir hikaye. İffet Bey zamanın önemli paşalarından birinin oğlu olmasına rağmen için Meşrutiyet ateşi yanan yağız, zeki ve dürüst bir paşazadedir. Bir gün halasını ziyaret ettiğinde ondan dinlediği bir masal hayatına etki eder. Masal kahramanının yaptığının aynısını kendisi de aşkı için yapar. Yapar yapmasına ama artık toplum nezdinde damgalı bir insandır ve kimse onun neden böyle davrandığını anlamak da bilmek de istemez. Sevdiği kadın bile günü geldiğinde yaptığı bu fedakarlığı gözardı edecektir. Aşk uğruna yaptıkları onu toplumdan dışlanmış, damgalanmış bir insana dönüştürür ve içinde her daim iyilik besleyen bu adam artık yazgısını yadırgamaz ve hayatı olduğu gibi kabullenir.
İffet Bey'in hikayesi bana Sabahattin Ali'nin Değirmen adlı eserindeki Atmaca'nın fedakarlığını hissettirdi. Atmaca sevdiği için kolunu vermiş, masaldaki delikanlı sevdiği için kendini nehre atmış, İffet Bey ise sevdiği uğruna hırsız damgası yemiş. Biz kalbimizi vermişiz çok mu?
Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum ve okuyacaklara da şimdiden keyifli okumalar diliyorum.