Fenci
@Beherglas
Kendimizi sahibi sandığımız her şeyin sadece 'HİÇ'iyiz.
Bir lokma, bir hırka ne zaman yeter? Senin bin tane lokman, bin tane hırkan olacak, sen bu lokmaları ve hırkaları üreten kişi olacaksın.Dünya o konuda senin eline bakıyor olacak ama sen kendin bir lokma bir hırka ile yetineceksin.İşte o zaman bu takdir edilecek, takvaya uygun bir hareket olur.Yoksa bu sözü "Çalışma, tembellik et, yan gel, yat." şeklinde anlamak miskinliktir.Takva değil, acizlik yetersizliktir.
Sayfa 245 - TimaşKitabı okudu
Hürmet, haram aynı kökten gelir.Mahrem, haram, harem, hürmet, muharrem aynı kökten.Cenab-ı Hakk'ın çizdiği sınırlar olduğu için harama "haram" denmiştir.Aslında Allah'ın çizdiği sınırlara hürmet etmemiz gerektiği için haramın kökü hürmettir.
Sayfa 244 - TimaşKitabı okudu
Kafalarımızdaki "dini" ve "dünyevi" ayrımını kaldırmanın artık vaktidir.Bizim dünyamızı ilgilendiren her şey ahiretimizi de ilgilendirir.
Sayfa 221 - TimaşKitabı okudu
Reader Follow Recommendations
Gökler başımızın üstünde, dağlar gözümüzün önünde, yolların üzerinde yürüyoruz.Bunlardaki işaretleri görmeyip daha büyük, bize özel bir mucize olmasını, özel bir mesaj gelmesini bekliyoruz.Hâlbuki mucizeler en sıradan zannedilen olayların içindedir.Her gün bir sanat eserinin, bir mucizenin içinde yaşıyoruz.Kendimiz bizzat mucizeyiz.Bizim varoluşumuz bir mucize, hayatımızın devam etmesi bir mucize, göğün korunmuş bir tavan olması mucize.
Sayfa 194 - TimaşKitabı okudu
Bizim iç dünyamızla dış dünyamız arasında etkileşim olduğu için dış dünyamızla ilgili kurallar var.Namazın rekatlarıyla ilgili sayïlar var, kıbleye dönmek var.Ve bunlarla ruhumuz arasında iletişim var.Buna da "hikmet" diyoruz.Kuran'ı parçaladığımızda hikmeti de parçalamış oluyoruz.
Sayfa 153 - TimaşKitabı okudu
Ayna her zaman somut değildir.Bazen soyut şeyler de ayna vazifesi görür.Bazen bir ses, bir dokunuş, bir kelime...Muhatap bırakıldığımız bir cümle...Bir bakış.Kaçmak isteriz.Yüzleşmemek.Yüzümüze çevrileceğine ayna kırılıp dökülsün isteriz.O aynadan kaçabileceğimize inanmak isteriz.
Sayfa 78 - KetebeKitabı okudu
Bu seferki var olduğunu bildiğim bir şeyi özlemek değildi.Hiç tanımadığım bir şeyi özledim.
Sayfa 47 - KetebeKitabı okudu
İçinizde biri ölünce yaşamaya nasıl devam ediyorsunuz?
Sayfa 36 - KetebeKitabı okudu
Aşığın beklemekten başka vazifesi mi var!
Sayfa 21 - KetebeKitabı okudu
Bazen inkârda, israfta, gösterişte yarışanları incelemek, konuşmak, ayıplamak bizi o kadar meşgul eder ki kendi yapmamız gereken kulluğu unutur; kötülüğü kötülediğimiz için yeterince iyilik yaptığımızı zannederiz.Bu da bir gaflettir.
Sayfa 140 - TimaşKitabı okudu
Hamd makamı, insanın Rabbinden gelenlere razı olma hâlidir.Kişinin Allah'tan geleni, olmasını beklediği şey gibi karşılamasıdır.Hamd mertebesinin hangi durumda olursa olsun, her insan için mümkün olması da bu bakış sayesindedir.Zira güneş herkesin üstüne doğar, yağmur herkes için yağar.Rabbimizin özel olarak birilerini imtihan etmek için verdiği ekstra nimetlere değil de yaygın olarak herkesin istifadesine sunduğu nimetlere odaklanırsak, O'na şükretmek de hamd etmek de istisnai bir durum olmaktan çıkar.
Sayfa 136 - TimaşKitabı okudu
Umberto Eco tanrıtanımazları anlatırken diyor ki: "İnsan Tanrı'yı inkar ettiğinde hiçbir şeye inanmaz hale gelmez; her şeye inanır hale gelir.
Sayfa 102 - TimaşKitabı okudu
İnsanın biyolojik, sosyal, ekonomik konularda aşamayacağı sınırlarıyla barışık olmasına tasavvufta "rıza mertebesi" denir.Sufiler derler ki bir insan huzura ulaşmak istiyorsa Allah'ın indirdiği din ve hayatta başına gelenler konusunda Allah'tan razı olacak.İrademiz dışında Allahu Teala bizim için ne takdir ettiyse onunla barışık olmak huzurlu bir hayatın en önemli şartıdır.
Sayfa 67 - TimaşKitabı okudu
Oruç, metafizik âleme açılan pencerelerin ortamıdır mü'min için.Fizik karartıların gönül ışığıyla silinişi.Öteleri görüş ve ötelere eriş, maddi perdelerin inceltile inceltile öteyi gösterir hale getirilişi.
Sayfa 121 - Diriliş Yayınları/10.baskıKitabı okudu
Oruç, türkçe bir kelime.Ama, arapça "urûc" veya "üruc" kelimesiyle ne kadar benzerlik gösteriyor, "Urûc" ise yüceliş, uçuş anlamlarına geliyor.Demek ki, oruç da, namaz gibi, mü'minin miracına bir yol yordam oluyor.Yani insan, iki kanatla miracını tamamlar; biri namaz, biri oruçtur bu kanatların.
Sayfa 108 - Diriliş Yayınları/10.baskıKitabı okudu