Billy

Billy
@Benibisaal
İstanbul
7 Mayıs
99 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Muazzam bir yazzı
Elbette sistem birçok insani ihtiyacı karşılıyor ancak genelde, bunu yapmak sistemin yararına olduğu sürece yapıyor. Asıl önemli olan insanın ihtiyaçları değil, sistemin ihtiyaçlarıdır. Örneğin, sistem insanlara gıda sağlıyor çünkü herkes açlıktan ölseydi sistem işleyemezdi; insanların psikolojik ihtiyaçlarıyla ilgilenmek, GEREKLİ olduğu zaman ilgileniyor çünkü çok sayıda melankolik ya da asi olursa sistem işleyemez. Ancak sistem, gayet iyi, somut ve pratik nedenlerden ötürü davranışlarını, sistemin ihtiyaçlarına göre düzenlemeleri için insanlara sürekli bir baskı uygulamak zorundadır. Çok fazla atık mı birikiyor? Hükümet, medya, eğitim sistemi, çevreciler, herkes bizi atıkların doğaya dönüşümü üzerine bir yığın propagandaya boğar. Daha fazla teknik personele mi ihtiyaç var? Çocuklara, koro halinde bilim üzerine eğitim görmeleri tembihlenir. Hiç kimse durup da, yetişkinleri, zamanının çoğunu genelde çoğunun nefret ettiği konularda çalışmaya zorlamanın insanlık dışı olup olmadığını sormuyor. Kalifiye işçiler, teknik ilerlemeler nedeniyle işten çıkarılıp “yeniden eğitim”den geçirilince, kimse böyle itilip kakılmaların onlar için aşağılayıcı olup olmadığını sormaz. Herkesin, teknik gerekliliklere boyun eğmek zorunda olduğuna kesin gözüyle bakılıyor, bunun da iyi bir nedeni var: Eğer insani ihtiyaçlar, teknik gerekliliklerden daha öncelikli bir hale getirilseydi, ekonomik sorunlar, işsizlik, kıtlık ve daha da kötüleri ortaya çıkabilirdi. Toplumumuzda “akıl sağlığı” kavramı büyük oranda bireyin sistemin ihtiyaçlarına uygun olarak davranma ve bunu stres belirtileri göstermeden yapma düzeyine göre tanımlanır.
Reklam
Çağdaş insanın eli kolu bir kurallar ve düzenlemeler ağıyla bağlanmıştır ve kaderi de, kararlarını etkileyemeyeceği kadar uzak kişilerin eylemlerine bağlıdır. Bu ne tesadüf ne de mağrur bürokratların keyiflerinin bir sonucu. Bu durum, teknolojik açıdan ilerlemiş toplumlarda gerekli ve kaçınılmazdır. Sistem, işleyebilmek için insan davranışlarını sıkı sıkıya düzenlemez ZORUNDADIR.
Bir insan sırf yeterince özgür olduğunu SÖYLÜYOR diye, onun yeterince özgür olduğu sanılmamalı. Özgürlük kısmen insanların farkında olmadığı psikolojik kontrollerle sınırlanır; üstelik insanların özgürlükten ne anladıklarını oluşturan düşünceler, kişilerin kendi ihtiyaçlarından çok, toplumsal yasalar tarafından yönlendirilir. Örneğin, aşırı toplumsal-laşmış türden birçok solcu, büyük olasılıkla kendileri de dahil çoğu insanın fazla değil az toplumsallaşmış olduğunu söyleyecektir, buna rağmen, aşırı toplumsallaşmış bir solcu bu yüksek düzeydeki toplumsallaşması yüzünden ağır bir psikolojik bedel öder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Küçük gruplar büyümek istiyorsa kelimeleri kullanmamalıdır
Ancak, basın özgürlüğü, sıradan vatandaşın bir birey olarak çok az işine yarar. Medya, çoğunlukla sistemle bütünleşmiş büyük kuruluşların kontrolündedir. Birazcık parası olan herkes bir şey bastırabilir veya bunu internette veya başka bir yolla dağıtabilir, ama onun söyleyecekleri medyanın büyük miktardaki materyallerinin arasında kaybolacak, bu nedenle de hiçbir etkisi olmayacaktır. Bu yüzden toplumda kelimelerle bir etki yaratmak, çoğu birey veya küçük gruplar için olanaksızdır.
Anayasa tarafından garanti altına alınan bazı haklarımız olduğu için özgür bir toplumda yaşadığımız söyleniyor. Ancak, bu haklar göründükleri kadar önemli değildir. Bir toplumda varolan kişisel özgürlüğün derecesi, o toplumdaki kanunlar veya yönetim biçiminden çok, toplumun ekonomik ve teknolojik yapısına bağlıdır.
Reklam
Reklam
Reklam
338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.