Martin'i dehşete düşüren de cehaletleriydi. Nesi vardı bu insanların böyle? Aldıkları eğitimlere ne olmuştu? Kendisinin elinden geçen kitaplara onlar da erişebilirdi. Nasıl olur da okuduklarından hiçbir şey kazanmazlardı?
Kitapları okuyorsun ve kendini bir yalnızlığın ortasında buluyorsun. O halde, artık kendini yalnız hissetme diye bu gece seni kitaplar okumuş başka adamlarla tanıştıracağım.
Şiir, insanla ilgiliydi, insanın en aşırı koştular altından iç dünyasında arıyışa çıkmasıyla, en uzaktaki güneşlerin ve gökkuşağı tayfaların varlığına şahitlik yapmak için uzayan en ücra derinliklerini araştırıp anlayamaya çalışmasıyla ilgili.
"Yazmaya çalışıyorsun ama başarılı olamıyorsun. Başarısızlığına saygı ve hayranlık duyuyorum. Neler yazdığını biliyorum. Şöyle bir gözümün ucuyla bakınca bile görebiliyorum; yazdıklarının içeriğinde bir şey var ki dergilerde yayımlanmasına engel oluyor. O da cesaret. Cesaret dergilerin işine yarayan bir şey değil. Onlar ipe sapa gelmez palavralar, beş para etmez boş laflar istiyorlar ve Tanrı bilir ya, bunu da elde ediyorlar ama senden değil tabi."