Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: Bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur. İnsan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez,ama birleşenler , birbirine omuz verenler her engeli aşarlar. Bizim alt-üst olan hayatımız için de aynı şeyi söyleyebiliriz.
Gerçek mutluluk, yavaş yavaş,azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla , çevremizle, çevremizdekilere, karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
Hayat bizim hepimizi aynı teknede yoğurmuş, aynı yumağa sarmıştır.Ama yine de bu olayları anlamak için o olayların içinde yaşamış olmak ve onları ruhunda duymak gerekir.