Betül Nazlı Eray

Ben onun gözlerine tapıyordum; bakmak artık çok yüzeysel geliyordu.
Reklam
Edebiyatı, sanatı başkaları yaparken hoş bulurum. Fakat, kendim bundan çekinirim.
Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hem konuşmaya ne gerek vardı? İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez...
Bir insan kendini gösterecek bir şey yapmazsa, yavaş yavaş unutulur gider.
Reklam
Yaşamı boyunca, insanoğlunda haddinden fazla var olduğunu gördüğü bu insaniyetsizlikten, inceltilmiş, eğitilmiş, sosyalleştirilmiş gibi gözüken ve tüm dünyanın erdemli ve onurlu olduğunu sandığı insanlarda bile ne çok canavarca bir kabalık gizlendiğini görmekten ve bu durum karşısında irkilmekten kendini alamazdı.
Yavaş yavaş dünyayı olduğu gibi görmeyi öğreniyordum.
Büyük şiddetli neşelerden kaçabilseydik Büyük acılardan da kaçabilirdik.
Insan denen varlık o kadar kolay bir şekilde, bir çırpıda değişebilir ve utanç verici, hayır, gülünç derecede korkunç bir değişim geçirirdi.
Şefkatim o kadar derindi ki bazen kendimi ona sessiz bir hayranlık duyarken yakalardım.
Reklam
Tüm hayatımı vicdanım tarafından rahatsız edilerek yaşadım ama aynı zamanda vicdanım sadık bir yoldaş oldu.
İşlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı?
Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?
Halbuki o öyle bir yalnızlık istiyordu ki rüyasız bir uykuya benzesin.
Sayfa 138Kitabı okudu
621 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.