Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Birilerini sevindirmenin ve bundan sevinç duymanın ne kadar kolay olduğunu hissediyordum: İnsanın kendini açması yeterliydi, insandan insana canlı bir akış başlıyordu hemen, yükseklerden derinlere iniyor, derinlerden tekrar sonsuzluğa yükseliyordu.
Fakat insanoğlu satrancı yalnızca bir oyun olarak adlandırmakta aşağılayıcı bir kısıtlama yapmış olmuyor muydu? O aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi?
Gitmekle yalnızca yolun gittiğini görmeyi
Senden öğrendim. Seninle öğrendim, zamanın
Geçmeyen bir avuntu olduğunu.
Yol gitse de gidilmiyormuş uzaklara
Unutmak denilen çaresiz anahtarla
Kalakalmakmış bir başına!
İki günlük kısa bir zaman diliminde birçok yılların içine sığdıramayacağı kadar asırlık acıyı, gözyaşını ve tüm ömrün yaşayamayacağı kadar sevgiyi bir yılda edinmek, aynı sevinci
yaşatanın aynı oranda acıyı yaşatması…
"Kendisine ayrılan zamanın sınırlı olduğunun ve bir gün yaşamının sona ereceğinin bilincinde olmak, insanı anlamlı yaşayıp yaşamadığı konusunda kaygılandırır."