Gazâlî’yi kendisinden dinlemek ve tanımak için büyük bir fırsat olan bu otobiyografik eser; Gazâlî’nin çare arayış serüvenini, süreç içinde yaşadığı bunalım ve şüphelerini içermektedir.
Kelâm, fıkıh ve felsefe alanlarında ciddi bilgilere sahip olan Gazâlî, şüphelerinden arınmak için çareyi ancak sûfîlerin yolunda bulduğunu ifade eder. Allahın kalbine koyduğu nur sayesinde bunalımlarının son bulduğunu söyleyen Gazâlî, bu nurun mârifet bilgisine açılan anahtar olduğunu ifade eder.
Eser, Türkiyedeki hatta dünyadaki tasavvufçuların (akademisyenlerin) referansı, Afifi ise üstatlarıdır. Öyleki, tasavvuf hakkındaki bir çok fikrin temeli Afifi’dendir lakin akademik camianın “akran hasedi” bu itirafı zorlaştırır. Dolayısıyla “aslında herkes Afifi’den beslenir ama kimse bunu açık yüreklilik ile itiraf etmez!” diyerek