Babam, başıma bir şey gelir diye korkuyordu. Bugün anlıyorum ki aslında ne kadar doğru yapıyormuş. Zaten rahmetlinin "İleride anlarsın, büyüyünce anlarsın" dediği her şeyi zamanı gelince anlamamış mıydım?
Bir kitabın daha sonuna geldim
Hiçbir zaman geçmemem gereken o sarı çizgi ardında bekliyorum...
Peki , sarı çizgiyi geçersek...
Beyaz yakalı karakterimiz her gün işe giderken insanları inceler...Onların kokularını hisseder.Bazen bakışlarına engel olamadan insanlara bakar. Yazar kokuları okadar iyi anlatmışki o kokuları sizde hissedebiliyorsunuz diyebilirim .
Felçli annesiyle birlikte yaşayan karakterimiz babasını küçük yaslardayken kaybeder..Anne sevgisinden yoksun büyür. dayı dayağına mahrum kalır..Ve annesi onu hiç bir şekilde koruyup kollamaz.Abisi kaçıp gitmiştir.
Annesine bakmak zorundadır.Altını almak,temizliğini yapmak, yemeğini yedirmek zorundadır. Bazen isyan eder ...sinirlendigini belli eder içinden geçenleri direk söyler,bazen içinde tutar...
Annesi onu çok sevseydi ona bakmak eziyet gelirmiydi acaba
Birgün canına tak ediyor ve olanlar oluyor...
Bu kitapta sınırlarımıza, acılara,sevgisizlige,renklere,kokulara ,hayallere ve iç hesaplasmalara şahit olacaksınız .
Devamı ve daha fazlası kitapta okuyunuz.okutunuz
“Insani kendisine kötü ya da iyi hissettiren seylerin sebebi aslinda sürekli dügündügü seylerdir. Çünkü hissetmek
düşünmekle başlar. Eğer kızgınsan bunun nedeni geçmiste yaşıyor olmandir. Eğer korkuyorsan sebebi gelecekte yaşıyor olmandir. Anı yasadiginda huzurlu hissedersin.”