Bir gününü, halkın işinden gafil olarak geciren, toplumun yazgısı için sadece "düşünüp" kafa yormayan değil, ayni zamanda "çaba harcamayan" kişi yalnızca günahkar değil, Müslüman da değildir!
Hac - 168
Bozkır, at, Anadolu temalarını seven ve bunun için Yaşar KEMAL romanlarına yönelen biri olarak bu romanı incelemeye koyulursam;
Romanın akıcı bir dili olması su götürmez bir gerçek. Geleneklerine bağlılıktan verilen kararların bir aşk hikayesini şekilendirmesini destansı bir şekilde anlatan bir roman olmakla beraber karakterler( Ateşe tapan demirci, Mahmut han, şeyh) dönemin toplum yapısını aydınlatıcı bir rol üstlenmişti.Beni en çok etkileyen kısım Mahmut Han'ın oğlunun ağzından aktarılan işkence şekilleriydi. Eski dönemde bile Müslüman bir toplumda böyle bir durumum olması beni çok sarstı.
Dostlarla ya da çevrede kitap sohbeti yaparken yazarların isimlerini telaffuz da genel anlamda sıkıntılar çekiyoruz. Ve devamında muhabbet dağılıp gidebiliyor. Can sıkıcı bir durum olma özelliği bile taşıdığı söylenebilir. Chuck Palahniuk ve Charles Baudelaire gibi yazarları en basitinden telaffuz ederken ben çok zorluk çekiyorum.
Yine not:
Aslında bizim alfabemizle okunuşları ifade etmek biraz yetersiz kalıyor. Google'dan ve ya sesli sözlük gibi teleffuzunu dinleyebileceğimiz kaynaklar kullanmak(eğer fonetik alfabe bilmiyorsak) daha dogru sonuçlar verecektir. Fakat konuya ilgi çektiğiniz ve emeğiniz için sizi tebrik ederim.
Bu yazarların hepsini translate'e yazarak dinledim :) Çok garip okunuş ve telaffuzlara rastladım. En temiz sonuç yazarın ülkesine ait dilde çıkıyor.
Teşekkür ederim :)