FATİH

FATİH
@Biiznillah
'' İlim meclisine girdim, eyledim talep ilim geride kaldı illâ edep illâ edep '' ''Bırak nefsini hüngür hüngür ağlasın,ağlasn da seni ağlatmasın.''VesseLÂm!. (Muhibbân-ı Kütüb)
Reklam
Sayılı ömrü Allah’a verirsen sayısız ve ebedi hayat elde edersin.
(Namaz)
Dünyâ malı için namazı terk ediyoruz, namaza gelemiyoruz. Malları topluyoruz, kazancımızı cem ediyoruz. Topladığımız mallar, sevgili Rabbimiz yoluna sarfedilmezse mutlakâ sevmediklerimize kalacakdır. Topladığımız malları onlar yiyecekler, hesâbı ise bizden sorulacakdır. Üç kuruş için beş kuruş için namazı terkediyorsun! Sakın hâ öyle bir şey yapma! Zâten kalbinde Hazret-i Muhammed'in muhabbeti olan kişi namazı terkedemez. Buna imkân yokdur. Kişi sevdiğini kıramaz. Çünkü namaz, Resûlullah'ın gözü nûrudur. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem "Es-salâh kurratu aynî/Benim gözümün nûru namazdır" buyurmuşlardır.(Muzaffer OZAK)

Reader Follow Recommendations

See All
On altı yıl oluyor, doyuncaya kadar yemek yemedim. Çünkü tokluk vücuda ağırlık, kalbe kasavet verir, zekâyı giderir, uykuyu getirir ve sahibini çok ibadet etmekten alıkoyar. İmam Şafii
İyi kitaplar okumayan kimsenin, okumuş olmasıyla cahil kalması arasında hiç fark yoktur.
Reklam
Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru çıksa, gitse, kâinat vefat edecek. Eğer Kur’ân gitse, kâinat divane olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak. (Haşir Risalesi) 10. Söz
ŞEHVET , KADIN, ŞEYTAN
“Şehvet, soyu-sopu üretmek için lâzım olmasaydı, Hazret-i Âdem bu duyguyu taşıdığı için utanır da, kendini hadım ederdi. Lanetlenmiş İblis, Cenâb-ı Hakk’a yalvardı ve dedi ki: “Ey herkesin rızkını veren Allah, şu avı (yanı Âdem’i) avlayabilmem için senden çok büyük bir tuzak isterim. Allah ona altını, gümüşü, at sürüsünü gösterdi. Bunlarla
Nefis Dedikleri
Yine bir gün Sultan Veled nakletti ki: Babam daima; “Ben beş yaşında iken nefsim ölmüştü,” derdi. Gençlik ve orta yaşlılık zamanında tam bir ciddiyetle riyazet eder, sabahlara kadar ibadetle uğraşırdı ve riyazette çok aşırı giderdi. Ben, kendisine: “Siz bir gün bana böyle buyurmuştunuz. Bugün nasılsınız? Gece ve gündüz hiç durmuyor, hala riyazete devam ediyorsunuz,” dedim. Bunun üzerine Mevlana: “Bahaeddin! Nefis, güçlü bir hilekârdır. Allah etmesin birdenbire onun yine dirilip akıl Şücaeddin’ini (din yiğidini) yenip yıkmasından korkuyorum,” buyurdu... ''Bırak nefsini hüngür hüngür ağlasın. Sen ondan can eriten Kadehi al. Nefsin iki yüzlülük kitabına güvenme ve onunla Sırdaş ve arkadaş olma''
Hayat ve kâinat boşuna yaratılmadı. Cenâb-ı Hak her şeyi mükemmel bir ölçü ve programla yaratmıştır. O hâlde biz de huzurlu yaşamak için emredilen ölçülere uymak zorundayız. İnsan kendine sormalı: “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?”
Kime Benzersen O'sun
Hele de büyüklerimizin hayatına bakarsak; misafiri memnun etmek için, tek geçim kaynağı olan keçisini bile; «Tanrı misafiri, bunu Allah gönderdi.» diye kendi ihtiyacı olsa bile ikrâm eder. Avrupa’nın âhiret inancı olmadığından; kimseye bir şey koklatmaz; «Nefsî!» der gezer. Biz de bunun neresini beğenirsek artık, farkına varmadan adım adım onlara benziyoruz. Topla tüfekle bizi mağlûp edemediler, ancak beyinlerimizi yıkadılar. Direkt inancımızı kaldıramadılar, ama yavaş yavaş önce kültürümüzü bize yabancılaştırdılar sonra da halatın ipleri gibi tek tek sünnet-i seniyyelere, âyetlere el atmaya başladılar hem de sözüm ona okumuş kişiler aracılığıyla… Bir şeylerin yanlış olduğunu söyleseniz; «Adam ilâhiyat profesörü, ondan iyi mi biliyorsun?» diyorlar. ''Allah kısa zamanda -fabrika ayarları diyorlar ya- aslımıza döndürsün inşâallah'' (Yüzakı Dergisi)
Reklam
İmâm-ı Âzam gibi dünya çapında bir hukukçuyu tanımıyorsunuz da; üzerinize uymayan bir elbise gibi, hiç bir ortak noktası olmayan Avrupa’dan aldığınız ceza ve medenî kanun ile toplumu yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Basit bir karşı gelmede polisleri hemen ateş ediyor. Bizde en ufak bir müdahalede, orantısız güç deniyor. (YÜZAKI DERGİSİ)
Şu müstehcen veya bize göre müstehcen (kendine göre değil) fotoğrafları kapak resmi yapanların amaçlarının ne olduğunu algılamada zorluk çekiyorum.!!!
Tövbesiz ömür, can çekişmekten ibarettir. İnsanı yaşayan ölü haline sokan ölüm ise Allah’tan habersiz olmaktır. ''Mesnevi''
İffet
Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini koruyabilene, büyük mükafatlar vaat etmiş, iffetini korumayana da, Cehennem azabını göstermiştir. Allahü teâlâ, iffetsizleri, adam öldüren bir katil ile bir tutmaktadır. Müminlerin vasfını anlatırken de buyuruyor ki: (Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet eder.) [Müminun Suresi, 1-8] İffetsiz olan, Allah katında günahkâr, halkın yanında da itibarsızdır. Bir namussuzun toplumdaki iyilerin yanında itibarı [saygınlığı], bir köpeğin itibarı kadar yoktur. Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir kadın ise, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır. Mekteb-i Derviş
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz! Yunus Emre
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.