Sinsiliğin, çıkarın, acının, açlığın, acımasızlığın, korkaklığın. bencilliğin. açgözlülüğün, kalleşliğin, sömürünün. . kol gezdiği hir dünyada her gün binlerce bebek doğmakta. Şefkate, merhamete, doymaya muhtaç; çıkarsız, dürüst bir titreyiş taşıyan çocuklar. Ve onların büyük kesimini açlık beklemekte, kalleş. İlkler, acılar, sömürü… Ve İçlerinden bazıları düşünmeye başlar. Düşünür ve düşündükçe yiğitlenir, korkusuzlanır. bilinçlenir… Eğilir halkının acılarına. Umut verir.
Halkın umudu bir nehre benzer. Ve o nehri besleyen sular
tşte ölüm arayıcılar, bu nehrin Önü kesilsin İsterler; önü kesilen nehir derinleşir, taşar; kurusun isterler bu nehir, sularını gözbağında bulandırırlar, fakat bakarlar ki. dağ su olur, gözyaşı irileşir, dağlaşır, nehre doğru yuvarlanır. Dağ diplerinde ve dağ diplerini omuzlaya omuzlaya köpürür gider o nehir…