Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mine Yılmaz Bilgin

Hz peygamber SAV gözünün nurunu oruçta ya da hacda ya da umrede ya da herhangi bir başka amelde olduğunu söylememiştir. O sadece şunu söylemiştir: " gözümün aydınlığı namazda kılınmıştır. "
Reklam
Orucun meyvesi nefsi temizlemek, zekatı meyvesi malı temizlemek, haccın meyvesi bağışlanmayı gerektirmek, cihadın meyvesi canı Allah'a teslim etmektir ki yüce Allah o canı kullarından satın almış ve mükafatını Cennet yapmıştır. Namazında meyvesi Allah'a yönelmek ve yüce Allah'ın da kuluna yönelmesi... Allah'a yönelmek Namaz ile faydalanmanın anahtarıdır. Aynı zamanda o namazın meyvelerinden bir meyvedir.
" İnananlardan özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile malları ile canlarıyla Allah yolunda cihad ederler bir olmaz. Allah, canlarıyla Cihad edenleri, derece bakımından oturanların Üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine de güzellik vaat etmiştir ama mücahitleri, oturanlardan çok daha büyük ecirli Üstün kılmıştır. Kendi katında onları büyük mertebeler, bağış ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. " Nisa sûresi (4), 95-96

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İslam dini, Müslümanlara, İslam topraklarını omuz omuza verip savunmalarını vacip kılınış ve bunu da en kutsal Cihat örneklerinden saymıştır. Aynı şekilde bu yolda canlarını feda edenlerin de en yüce Şehitlik mertebesine Nail olacağını müjdelemiştir. Vatan toprağını özgürlüğüne kavuşturana dek düşmanla savaşmak, öncelikle toprağın asıl sahiplerine farzı ayındır. Eğer bunlar kendi topraklarına savunamıyorlarsa O zaman bu görev o toprak civarındaki diğer Müslümanların olacaktır. Onlar yeterli olmazsa tüm Müslümanları kapsayana dek ümmetin görevi haline gelecektir. İslam dini, Müslümanların, İslam topraklarının bir karışımında bile feragat etmelerini asla cevaz vermemektedir.
Tarihe geçen direnci ile tevhid'in simgesi olan bilal-i Habeşi, "ehad! Allah tektir!" Esmasını canı pahasına haykırdı. Rabbine eş koşanların putlarını elinin tahsil edip müşriklerin dengesini altüst ettiği. Zalimler işkence yaptıkça o haykırdı. Dilinden dökülen "ehad" nidası göklerde yankılanarak bayraklaştı. Mana sancağına dönüşüp Mekke burçlarını dikildi. Çağları aşarak günümüze ve geleceği ışık tuttu. Bu direnişle, şirk karşısında iman mücadelesinin Galip gelmesinin ilanı ve sembolü olduğu.
Reklam
Bir toplum kendilerinde ki özellikleri değiştirince ye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.
Yeryüzünde hiçbir kuvvetin karşısında duramayacağı mutlak güç ve etkin irade vardır , ancak belalar da kuşkusuz onları hak edenlerin üzerine iner.
Alimler, kalplerin tabibidir zira. Tabip hasta olmuşsa eğer, hastaların hali nice olur.
Ahiret yolunda yürümeyi kolaylaştıran yüce kitabımız kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen bu ilimlerin unutulması, dinde meydana gelebilecek en büyük yara ve en derin uçurumdur. Bu yarayı tedavi edecek ve uçurumları yüksek tepelere birleştirecek olanlar ise ancak alimlerdir.
Hakikati bulmak için derdi olmayanın, bulduğunda ona sahip çıkması imkansızdır. Sahip çıkmadığı içinde hakikati bulmuş olmaz.
Reklam
Vicdan; kişinin içindeki vaiz ise, ilimle dışındaki vaizdir. Ne ilim olmadan sadece vicdan ne de vicdan olmadan sadece ilim tek başına yeterli olur.
O seni namazda hezimete uğratmak için çaba gösterir ki sen böylelikle Kul için en şerefli, dünyada ve ahirette en fayda verecek makamlardan olan bir makamda yardımsız, eli boş dönesin. Bu nedenle düşman gizli kuvvetlerini biliyor, öldürücü silahlarını çekiyor ve seni bütünüyle namazdan uzaklaştırıp namaz kılmayı bırakman için hazırlık yapıyor. Bundan aciz kalırsa kalbini senden çalıp, onu meşgul ediyor ve kalbine, seni rabb'inin huzurunda hakkıyla ibadet yapmaktan meşgul etmek için vesveseler atıyor.
İslam kendisi hakkında hiçbir şey bilinmiyormuş gibi farz edilerek anlaşılmaya çalışılmalıdır: ilk Müslümanlar nasıl Müslüman olmuşlarsa, onların yolunu izleyerek ve önyargılarımızı cehalet döneminden kalma Zihni ve ameli alışkanlıklarımızı terk ederek başlangıç noktasında durmayı deneyebilmeliyiz.
Gündelik hayatımızın her anında çıkarı öne alan bir tablo ile karşı karşıya bulunuyoruz. Böyle bir hayat tarzında Allah rızası, hasbilik, ötü dünya kaygısı çoğu kimseyi algılamıyor."yarın"diye düşünülen gelecek artık öte dünya kaygısı olmaktan çıkmış bulunuyor. Yarın sorusu çokları için tatil hazırlığından ibaret hale gelmiştir. Yaz tatiline çıkmak isteyenler Birgül tatilde harcayacakları parayı nasıl biriktireceğini düşünüyor. Kış tatil yapmak isteyenler uludağ'daki otellerin, motellerin fiyatları soruşturuyor, hali vakti yerinde olanlar alplere nasıl gideceklerinin hesabını yapıyor. Materyalistik şartlanma, Dar gelirli rızık kaygısıyla gününü geçirmeye zorlarken, zengin denilen kimseler Has peşinde...
İslam'ı müsteşrik bakışta anlamaya ve değerlendirmeye kalkışmanın sakıncalı yanı Müslümanların farazi meselelerle ulaştırmasında ortaya çıkıyor. Gerçek de İslam'ın uygulanması halinde ortaya çıkması mümkün olmayan bazı meseleler karşısında anki bu tür problemler İslam toplumunda varmış veya ortaya çıkacakmışçasına düşünülmekte ve bu farazi problemleri İslam'ın getireceği çözümler araştırılmaktadır. Oysa bu tür problemlere çözüm yolu aramaya kalkışmadan önce bu problemin çıkış ve Doğuş kaynağı araştırılmalı problem gerçekten aynı zamanda İslam toplumunda ilgilendiren bir mesele ise, ncak o zaman İslami çözüm yolunu araştırılmasına girişilmelidir. Fakat bu önemli nokta genellikle göz ardı edilmekte ve aslında daha açık söylerse, müsteşrik mantının oyununa gelinmektedir.
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.